KHK veya Komisyon kararı ile ihraç edilenler ne zaman dava açabilir?

Öğretmenler Şub 07, 2023 No Comments

İlk derece mahkemeleri 60 günlük genel dava açma süresi içinde dava açılmadığı gerekçesi ile davaları reddetmiştir.

Danıştay Dairesi: Tebliğde dava açma süresi gösterilmemişse dava açma süresi başlamaz

Devletin, işlemlerinde, bireylerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduğunu düzenleyen Anayasa’nın 40. maddesinin 2. fıkrasının ayrı bir yasal düzenlemenin varlığını gerektirmeyen, doğrudan uygulanabilir nitelikte bir düzenleme olduğu, bu nedenle yasama, yürütme ve yargı organlarının, idare makamlarının ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, işlemlerinde, bu işlemlere karşı başvurulacak idari mercileri ve kanun yolları ile sürelerini belirtmesinin zorunlu olduğu,

Öte yandan, Anayasa’nın 125. maddesinde, idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin, yazılı bildirim tarihinden başlayacağının belirtildiği, söz konusu düzenlemenin Anayasa’nın 40. maddesinin 2. fıkrasındaki düzenleme ile birlikte değerlendirildiğinde kişilere bildirilen idari işlemlerde, bu işlemlere karşı kanun yollarına başvuru süresi ve başvuru yerinin gösterilmesi gerektiği, dava açma süresini başlatacak olan bildirimin, başvuru mercii ve süresini de gösteren yazılı bildirim olduğu, bunun dışındaki yazılı bildirimlerin, Anayasa’nın 40. maddesinin 2. fıkrasının amir hükmüne uygun olmadığından, dava açma süresinin işlemeye başlamayacağı,

Özetle, Anayasa’nın 40. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, başvuru mercii ve süresi bildirilmeyen işlemlerin ilgilisine tebliği dava açma süresini başlatmayacağından dava açma süresinin geçmesinden sonra açılan bu tür davaların süre aşımı yönünden reddedilmemesi gerektiği belirtilmiştir.

İDDK: Genel dava açma süresi herkes tarafından bilinir

İdarenin Anayasa’dan kaynaklanan yükümlülüğünü yerine getirmesi esas olmakla birlikte, belirtilen yükümlülüğün yerine getirilmemesi, idari işlemlere karşı açılan davalarda dava açma süresinin işletilmeyip, ihmal edilmesi sonucunu da doğurmamalıdır. Anayasa’nın 125. maddesinde idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin yazılı bildirim tarihinden başlayacağının bildirilmesi karşısında, usulüne uygun tebliğ olunan veya bütün unsurlarıyla ilgililer tarafından öğrenilen idari işlemler üzerine, 2577 sayılı Kanun’da açıkça belirtilen ve ilgililerce de bilindiğinin kabulü gereken genel dava açma sürelerinin işletilmesi zorunludur.

Dava dosyanın incelenmesinden, kamu görevinden çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemin davacıya 09/09/2016 tarihinde tebliğ edildiği, bu işlemin kaldırılması istemiyle tebliğden itibaren 60 gün içerisinde idareye başvurması veya iptal istemiyle dava açması gerekirken bu süreler geçtikten çok sonra 18/08/2020 tarihinde temyizen bakılan davanın açıldığı anlaşılmakta olup, usulüne uygun tebliğ olunan idari işlem üzerine 2577 sayılı Kanun’da açıkça belirtilen ve ilgililerce de bilindiğinin kabulü gereken genel dava açma süresi olan 60 günlük dava açma süresi geçirildikten sonra açılan bu davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenme olanağı bulunmamaktadır.

T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2022/961
Karar No: 2022/1991

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : .
VEKİLİ: Av. .

KARŞI TARAF (DAVALI) : . Bakanlığı – ANKARA

İSTEMİN KONUSU:

. Bölge İdare Mahkemesi… İdari Dava Dairesinin . tarih ve E:., K:. sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem:

Van ili, Erciş ilçesinde, 108. Topçu Alay Komutanlığı emrinde Top.Uzm.Çvş. olarak görev yapan davacının 7145 sayılı Kanun’un 26. maddesiyle 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye eklenen Geçici 35/B maddesi uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin Milli Savunma Bakanlığının . tarih ve . sayılı işleminin ve 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 4.maddesinin 2. ve 3. fıkraları uyarınca hakkında uygulanan ilave tedbirlerin iptali ile işlem sebebiyle uğranıldığı öne sürülen zararlarına karşılık 100.000,00-TL maddi, 500.000,00-TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:

… İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararıyla; uyuşmazlıkta her ne kadar davacı tarafından dava konusu işlemin tarafına tebliğ edilmediği iddia edilmekte ise de, Mahkemelerinin 09/09/2020 tarihli ara kararına davalı idare tarafından sunulan 09/10/2020 kayıt tarihli cevabi yazı ve eklerinin incelenmesinden; davacının kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin dava konusu . tarih ve . sayılı işlemin davacıya 09/09/2016 tarihinde tebliğ edildiği görülmüş olup tebliğ-tebellüğ belgesindeki imzası ile dava dilekçesindeki imzasının aynı olduğunun anlaşıldığı; bakılan davanın ise Bursa İdare ve Vergi Mahkemeleri ön bürosu üzerinden 18/08/2020 kayıt tarihli dilekçe ile açıldığı,

Bu durumda, dava konusu işlemin davacıya 09/09/2016 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen, altmış günlük dava açma süresi geçirildikten çok sonra 18/08/2020 kayıt tarihli dilekçe ile açılan davada süre aşımı bulunduğundan, davanın esasının incelenmesine imkan bulunmadığı gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:

. Bölge İdare Mahkemesi . İdari Dava Dairesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararıyla; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

Daire kararının özeti:

Danıştay Beşinci Dairesinin 04/10/2021 tarih ve E:2021/7673, K:2021/2903 sayılı kararıyla;

Devletin, işlemlerinde, bireylerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduğunu düzenleyen Anayasa’nın 40. maddesinin 2. fıkrasının ayrı bir yasal düzenlemenin varlığını gerektirmeyen, doğrudan uygulanabilir nitelikte bir düzenleme olduğu, bu nedenle yasama, yürütme ve yargı organlarının, idare makamlarının ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, işlemlerinde, bu işlemlere karşı başvurulacak idari mercileri ve kanun yolları ile sürelerini belirtmesinin zorunlu olduğu,

Öte yandan, Anayasa’nın 125. maddesinde, idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin, yazılı bildirim tarihinden başlayacağının belirtildiği, söz konusu düzenlemenin Anayasa’nın 40. maddesinin 2. fıkrasındaki düzenleme ile birlikte değerlendirildiğinde kişilere bildirilen idari işlemlerde, bu işlemlere karşı kanun yollarına başvuru süresi ve başvuru yerinin gösterilmesi gerektiği, dava açma süresini başlatacak olan bildirimin, başvuru mercii ve süresini de gösteren yazılı bildirim olduğu, bunun dışındaki yazılı bildirimlerin, Anayasa’nın 40. maddesinin 2. fıkrasının amir hükmüne uygun olmadığından, dava açma süresinin işlemeye başlamayacağı,

Özetle, Anayasa’nın 40. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, başvuru mercii ve süresi bildirilmeyen işlemlerin ilgilisine tebliği dava açma süresini başlatmayacağından dava açma süresinin geçmesinden sonra açılan bu tür davaların süre aşımı yönünden reddedilmemesi gerektiği,

Söz konusu değerlendirmeler ışığında dava konusu uyuşmazlık incelendiğinde; davacının 7145 sayılı Kanun’un 26. maddesiyle 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye eklenen Geçici 35. madde uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin Milli Savunma Bakanlığının . tarih ve . sayılı işleminin, 09/09/2016 tarihli tebliğ ve tebellüğ belgesiyle anılan tarih itibarıyla davacıya tebliğ edildiği açık olmakla birlikte, söz konusu işlemde Anayasa’nın 40. maddesinin 2. fıkrasındaki düzenlemeye aykırı olarak, davacının hangi kanun yolları ve mercilere başvurabileceğinin ve dava açma süresinin belirtilmediği dikkate alındığında, idarenin doğru bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirmediği ve hak arama özgürlüğünü ihlal ettiği anlaşıldığından, davanın süresinde açıldığının kabul edilmesi gerektiği,

Bu itibarla, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu kararda hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle . Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi ısrar kararının özeti:

. Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararıyla; istinaf başvurusunun reddi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Davacı tarafından, Devletin işlemlerinde, bireylerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduğunu öngören Anayasa’nın 40. maddesinin 2. fıkrasının ısrar kararında yeterince değerlendirilip, tartışılmadığı; Anayasa’nın emredici kuralından neden uzaklaşıldığı ve hukuk devleti olmanın asgari gereklerinden olan idarenin bilgilendirme yükümlülüğünün ne şekilde sağlandığı gerekçelendirilmeyen temyize konu ısrar kararının hukuka aykırı olduğu, gerekçeli karar hakkı ile mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ .’UN DÜŞÜNCESİ:

Devletin işlemlerinde, bireylerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduğunu öngören Anayasa’nın 40. maddesinin 2. fıkrasından kaynaklanan yükümlülüğünü idarenin yerine getirmesi esas olmakla birlikte, belirtilen yükümlülüğün yerine getirilmemesi, idari işlemlere karşı açılan davalarda dava açma süresinin işletilmeyip, ihmal edilmesi sonucunu da doğurmamalıdır. Anayasa’nın 125. maddesinde idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin yazılı bildirim tarihinden başlayacağının bildirilmesi karşısında, usulüne uygun tebliğ olunan veya bütün unsurlarıyla ilgililer tarafından öğrenilen idari işlemler üzerine, 2577 sayılı Kanun’da açıkça belirtilen ve ilgililerce de bilindiğinin kabulü gereken genel dava açma sürelerinin işletilmesi zorunlu olduğundan, davacının temyiz isteminin reddi ile . Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY:

Van ili, Erciş ilçesinde, 108. Topçu Alay Komutanlığı emrinde Topçu Uzman Çavuş olarak görev yapan davacının 7145 sayılı Kanun’un 26. maddesiyle 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye eklenen Geçici 35/B maddesi uyarınca Milli Savunma Bakanlığının . tarih ve . sayılı işlemi ile kamu görevinden çıkarılmasına karar verilmiş, bu işlem davacıya 09/09/2016 tarihinde tebliğ edilmiştir.

Anılan işlemin iptali istemiyle 18/08/2020 tarihinde temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

Anayasa’nın 125/3. maddesinde; “İdari işlemlere karşı açılacak davalarda süre, yazılı bildirim tarihinden başlar.”

kuralına yer verilmiş olup, 40/2. maddesinde yer alan, “Devlet, işlemlerinde ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır.” hükmü ile de yasama, yürütme ve yargı organlarına yapılacak işlemlerde ve verilen kararlarda başvurulacak kanun yolları ile ilgili mercii ve başvuru süresini gösterme yükümlülüğü getirilmiştir.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinde; dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış, vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu, bu sürelerin idari uyuşmazlıklarda, yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden başlayacağı hükme bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Daire kararında da belirtildiği gibi, idari işlemlere karşı başvuru yollarının ayrıntılı düzenlemelerde yer alması, başvuru süresinin kısa olması veya olağan başvuru yollarına istisna getirilebilmesi nedeniyle, işlemlere karşı hangi idari birime, hangi sürede başvurulacağının idarelerce işlemde belirtilmesi hukuk güvenliği ilkesinin gereğidir. Anayasa’nın 40. maddesi hükmü ile de bireylerin yargı ya da idari makamlar önünde haklarını arayabilmelerine kolaylık ve olanak sağlanması amaçlanmış; idareye işlemlerinde, ilgililerin kaç gün içinde, hangi mercilere başvurabileceklerini bildirme yükümlülüğü getirilmiştir.

İdarenin Anayasa’dan kaynaklanan yükümlülüğünü yerine getirmesi esas olmakla birlikte, belirtilen yükümlülüğün yerine getirilmemesi, idari işlemlere karşı açılan davalarda dava açma süresinin işletilmeyip, ihmal edilmesi sonucunu da doğurmamalıdır. Anayasa’nın 125. maddesinde idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin yazılı bildirim tarihinden başlayacağının bildirilmesi karşısında, usulüne uygun tebliğ olunan veya bütün unsurlarıyla ilgililer tarafından öğrenilen idari işlemler üzerine, 2577 sayılı Kanun’da açıkça belirtilen ve ilgililerce de bilindiğinin kabulü gereken genel dava açma sürelerinin işletilmesi zorunludur.

Dava dosyanın incelenmesinden, kamu görevinden çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemin davacıya 09/09/2016 tarihinde tebliğ edildiği, bu işlemin kaldırılması istemiyle tebliğden itibaren 60 gün içerisinde idareye başvurması veya iptal istemiyle dava açması gerekirken bu süreler geçtikten çok sonra 18/08/2020 tarihinde temyizen bakılan davanın açıldığı anlaşılmakta olup, usulüne uygun tebliğ olunan idari işlem üzerine 2577 sayılı Kanun’da açıkça belirtilen ve ilgililerce de bilindiğinin kabulü gereken genel dava açma süresi olan 60 günlük dava açma süresi geçirildikten sonra açılan bu davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenme olanağı bulunmamaktadır.

Bu itibarla, . Bölge İdare Mahkemesi… İdari Dava Dairesi ısrar kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1.Davacının temyiz isteminin reddine,

2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin . İdare Mahkemesi kararına yönelik yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki . Bölge İdare Mahkemesi . İdari Dava Dairesinin temyize konu . tarih ve E:., K:. sayılı ısrar kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,

3.Adli yardım kararından dolayı ertelenmiş olan temyiz aşamasına ilişkin yargılama giderlerinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına,

4. Bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de . Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 02/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.

T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2022/1459
Karar No: 2022/1992

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : .
VEKİLİ: Av. .

KARŞI TARAF (DAVALI) : . Bakanlığı – ANKARA
VEKİLİ: Av. .

İSTEMİN KONUSU : . Bölge İdare Mahkemesi . İdari Dava Dairesinin . tarih ve E:., K:. sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem: Milli Savunma Bakanlığı 14. Mekanize Tugay Komutanlığında uzman çavuş olarak görev yapan davacının, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin Milli Savunma Bakanlığının. tarih ve . sayılı işleminin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: . İdare Mahkemesinin. tarih ve E:., K:. sayılı kararıyla; Mahkemelerince yapılan 01/07/2019 tarihli ara karara cevaben gelen bilgi belgelerden dava konusu işlemin 20/09/2016 tarihinde bizzat davacıya tebliğ edildiği görüldüğünden, davacı tarafından işlemin kendisine tebliğ edildiği 20/09/2016 tarihinden itibaren 60 gün içinde dava açılması gerekirken tebliğ tarihinden itibaren yaklaşık 3 yıl geçtikten sonra açılan davanın süresinde olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı, öte yandan davacı tarafından göreve iadesi istemiyle idareye yeni bir başvuru yapılarak, başvuru sonucunda tesis edilen işleme karşı yasal süresi içerisinde dava açılabileceğinin açık olduğu gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti : . Bölge İdare Mahkemesi… İdari Dava Dairesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararıyla; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 28/09/2021 tarih ve E:2021/588, K:2021/2747 sayılı kararıyla;

Devletin, işlemlerinde, bireylerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduğunu düzenleyen Anayasa’nın 40. maddesinin 2. fıkrasının ayrı bir yasal düzenlemenin varlığını gerektirmeyen, doğrudan uygulanabilir nitelikte bir düzenleme olduğu, bu nedenle yasama, yürütme ve yargı organlarının, idare makamlarının ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, işlemlerinde, bu işlemlere karşı başvurulacak idari mercileri ve kanun yolları ile sürelerini belirtmesinin zorunlu olduğu,

Öte yandan, Anayasa’nın 125. maddesinde, idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin, yazılı bildirim tarihinden başlayacağının belirtildiği, söz konusu düzenlemenin Anayasa’nın 40. maddesinin 2. fıkrasındaki düzenleme ile birlikte değerlendirildiğinde kişilere bildirilen idari işlemlerde, bu işlemlere karşı kanun yollarına başvuru süresi ve başvuru yerinin gösterilmesi gerektiği, dava açma süresini başlatacak olan bildirimin, başvuru mercii ve süresini de gösteren yazılı bildirim olduğu, bunun dışındaki yazılı bildirimlerin, Anayasa’nın 40. maddesinin 2. fıkrasının amir hükmüne uygun olmadığından, dava açma süresinin işlemeye başlamayacağı,

Özetle, Anayasa’nın 40. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, başvuru mercii ve süresi bildirilmeyen işlemlerin ilgilisine tebliği dava açma süresini başlatmayacağından dava açma süresinin geçmesinden sonra açılan bu tür davaların süre aşımı yönünden reddedilmemesi gerektiği,

Söz konusu değerlendirmeler ışığında dava konusu uyuşmazlık incelendiğinde; davacının 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin Milli Savunma Bakanlığının 29/08/2016 tarihli işleminin, 20/09/2016 tarihinde davacıya usule uygun olarak tebliğ edildiği kabul edilse dahi, söz konusu işlemde Anayasa’nın 40. maddesinin 2. fıkrasındaki düzenlemeye aykırı olarak, davacının hangi kanun yolları ve mercilere başvurabileceğinin ve dava açma süresinin belirtilmediği dikkate alındığında, idarenin doğru bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirmediği ve hak arama özgürlüğünü ihlal ettiği anlaşıldığından, davanın süresinde açıldığının kabul edilmesi gerektiği,

Bu itibarla, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu kararda hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle . Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi ısrar kararının özeti: . Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararıyla, istinaf başvurusunun reddi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Davacı tarafından, KHK ile meslekten ihracına ilişkin işleme karşı açılan davada önce yetkisizlik sonra karar verilmesine yer olmadığı kararı verildiği, dava konusu işlemin iptali istemiyle açılan davada dilekçe ret kararı üzerine süresinde yenileme dilekçesi verilmesine rağmen davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu, açılan davalar ile zamanaşımı süresinin kesildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:

Davalı idare tarafından, ısrar kararının hukuka ve usule uygun bulunduğu, davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebeplerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı, istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ .’UN DÜŞÜNCESİ:

Devletin işlemlerinde, bireylerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduğunu öngören Anayasa’nın 40. maddesinin 2. fıkrasından kaynaklanan yükümlülüğünü idarenin yerine getirmesi esas olmakla birlikte, belirtilen yükümlülüğün yerine getirilmemesi, idari işlemlere karşı açılan davalarda dava açma süresinin işletilmeyip, ihmal edilmesi sonucunu da doğurmamalıdır. Anayasa’nın 125. maddesinde idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin yazılı bildirim tarihinden başlayacağının bildirilmesi karşısında, usulüne uygun tebliğ olunan veya bütün unsurlarıyla ilgililer tarafından öğrenilen idari işlemler üzerine, 2577 sayılı Kanun’da açıkça belirtilen ve ilgililerce de bilindiğinin kabulü gereken genel dava açma sürelerinin işletilmesi zorunlu olduğundan, davacının temyiz isteminin reddi ile Erzurum Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY:

Milli Savunma Bakanlığı 14. Mekanize Tugay Komutanlığında uzman çavuş olarak görev yapan davacının 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca uyarınca Milli Savunma Bakanlığının . tarih ve . sayılı işlemi ile kamu görevinden çıkarılmasına karar verilmiş, bu işlem davacıya 20/09/2016 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Anılan işlemin iptali istemiyle açılan davada verilen dilekçe ret kararı üzerine 17/06/2019 tarihinde temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

Anayasa’nın 125/3. maddesinde; “İdari işlemlere karşı açılacak davalarda süre, yazılı bildirim tarihinden başlar.”

kuralına yer verilmiş olup, 40/2. maddesinde yer alan, “Devlet, işlemlerinde ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır.” hükmü ile de yasama, yürütme ve yargı organlarına yapılacak işlemlerde ve verilen kararlarda başvurulacak kanun yolları ile ilgili mercii ve başvuru süresini gösterme yükümlülüğü getirilmiştir.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinde; dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış, vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu, bu sürelerin idari uyuşmazlıklarda, yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden başlayacağı hükme bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Daire kararında da belirtildiği gibi, idari işlemlere karşı başvuru yollarının ayrıntılı düzenlemelerde yer alması, başvuru süresinin kısa olması veya olağan başvuru yollarına istisna getirilebilmesi nedeniyle, işlemlere karşı hangi idari birime, hangi sürede başvurulacağının idarelerce işlemde belirtilmesi hukuk güvenliği ilkesinin gereğidir. Anayasa’nın 40. maddesi hükmü ile de bireylerin yargı ya da idari makamlar önünde haklarını arayabilmelerine kolaylık ve olanak sağlanması amaçlanmış; idareye işlemlerinde, ilgililerin kaç gün içinde, hangi mercilere başvurabileceklerini bildirme yükümlülüğü getirilmiştir.

İdarenin Anayasa’dan kaynaklanan yükümlülüğünü yerine getirmesi esas olmakla birlikte, belirtilen yükümlülüğün yerine getirilmemesi, idari işlemlere karşı açılan davalarda dava açma süresinin işletilmeyip, ihmal edilmesi sonucunu da doğurmamalıdır. Anayasa’nın 125. maddesinde idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin yazılı bildirim tarihinden başlayacağının bildirilmesi karşısında, usulüne uygun tebliğ olunan veya bütün unsurlarıyla ilgililer tarafından öğrenilen idari işlemler üzerine, 2577 sayılı Kanun’da açıkça belirtilen ve ilgililerce de bilindiğinin kabulü gereken genel dava açma sürelerinin işletilmesi zorunludur.

Dava dosyanın incelenmesinden, kamu görevinden çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemin davacıya 20/09/2016 tarihinde tebliğ edildiği, bu işlemin kaldırılması istemiyle tebliğden itibaren 60 gün içerisinde idareye başvurması veya iptal istemiyle dava açması gerekirken tebliğ tarihinden itibaren yaklaşık 3 yıl geçtikten sonra davanın açıldığı anlaşılmakta olup, usulüne uygun tebliğ olunan idari işlem üzerine 2577 sayılı Kanun’da açıkça belirtilen ve ilgililerce de bilindiğinin kabulü gereken genel dava açma süresi olan 60 günlük dava açma süresi geçirildikten sonra açılan bu davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenme olanağı bulunmamaktadır.
Bu itibarla, . Bölge İdare Mahkemesi… İdari Dava Dairesi ısrar kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1.Davacının temyiz isteminin reddine,

2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin … İdare Mahkemesi kararına yönelik yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki . Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin temyize konu . tarih ve E:., K:. sayılı ısrar kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,

3.Bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de . Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 02/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.

No Comments

Leave a comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir