İstanbul’da kentsel dönüşüm için Kanal İstanbul projesine işaret eden Erdoğan, “Kanal İstanbul’la rezerv şehirler meydana çıkacak, kentsel dönüşümü kabul edenlere o şehirlerden yer vereceğiz” dedi. “Seçim ikinci tura kalır mı?” sorusunu yanıtlayan Cumhurbaşkanı, “Milletimiz birinci turda bu işi bitirir” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerli otomobil Togg’a özel kredi için de kamu bankalarına çağrıda bulundu. Erdoğan, “Genel af olacak mı?” sorusuna ise, “Bunu oya tahvil etmek için bu tür vaatlerde bulunamayız. Bu, hukuk devletinin ahlaki anlayışına uygun değildir” yanıtını verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CNN TÜRK-Kanal D ortak yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan kamu bankalarına “Togg’a özel kredi çağrısı
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle;
TOGG İÇİN ÖZEL KREDİ ÇAĞRISI
Öncelikle kamu bankalarımız niye var? Elbette Togg ile kampanya yapma noktasında kamu bankaları için bu iyi bir fırsat olacaktır. Buradan kendilerine çağrıda bulunuyorum, gerekirse tabii kendileriyle de bir ortak toplantı yapıp böyle bir zemini oluşturmaları hususunda inşallah bu adımı atmayı ben de düşünüyorum. Nasıl konutta böyle bir imkan hazırladıysalar, otomobilde de özellikle Togg’a yönelik böyle bir adım atılabilir. Tabii şu anda benim bütün endişem Togg’un araç yetiştirme noktasındaki durumu ne olur? Talep çok fazla. Ama bütün bunlara rağmen, şu anda Togg’un tüm yönetimiyle başta Sanayi ve Teknoloji Bakanım olmak üzere kendileriyle görüşmeleri yapıp, ondan sonra kamu bankalarımızı süratle bir araya getirip, çünkü önümüzdeki 7 yılda bir milyon Togg inşallah yollarda olacak.
Bu ne demektir? Yani yollarda inşallah Togg’u görmek bize ayrı bir zevk verecek. Tabii bunları bir de tekamül ettirmek, yani şu anda tabii bu akıllı araç. Bunun yanında güçlü bir motora da sahip.
Kendileriyle doğrusu şunu da konuşmak istiyorum, o da şu, acaba Togg’un zırhlısını da yapabilir misiniz? Makam araçları için olabilir, iş adamları için olabilir. Yani bu bir taleptir. Mesela BMW’nin ilk zamanlar böyle bir durumu yoktu ama daha sonra BMW bu zırhlıyı da yaptı. Zırhlıda en iyileri olan şu anda Mercedes. O da sürekli olarak onu geliştirmenin, tekamül ettirmenin gayreti içerisinde. Bakıyorsunuz mesela Maybach önce farklı çıktı, daha sonra Maybach bu zırhlı da bile yeni yeni geliştirmelerle yeni yeni adımlar attı. Şimdi Togg için de buna benzer bazı adımların atılmaması mümkün değil.
DEPREM BÖLGESİNDE YENİDEN İNŞA SÜRECİ
Devletimiz hamdolsun böylesine büyük bir felaketin ardından 50-60 gün içerisinde bu konutları teslim eder noktaya gelme tezini Van’da ispat etti. Bingöl’de, İzmir’de ispat etti. Kütahya’da, Malatya’da, Elazığ’da, oralardaki afetlerde ispat etti. Antalya, Manavgat, Muğla, buralardaki afetlerde ispat etti. Aynı şekilde Karadeniz’de ispat etti. Biz bunları ispat etmiş bir iktidarız. Söz vermişsek bunu yaparız. Deprem bölgesinde evi yıkılan vatandaşlarım bize güvensinler, inansınlar her birini en kısa zamanda sağlam, dayanıklı konutlara yerleştireceğiz.
KETNSEL DÖNÜŞÜM ÇALIŞMALARI
“İstanbul’un 39 ilçesinde tüm risk unsurlarını ele alacak şekilde bir harita çıkardık. Bugün İstanbul’da yaklaşık 1,2 milyon bina ve 5,9 milyon konut bulunuyor. Gördük ki İstanbul’da toplam 220 bin bina ve yaklaşık 1,5 milyon bağımsız bölüm risk altında. Bunlardan 300 bininin acil dönüşmesi gerekiyor.
Rezerv şehir derken herhalde siz Kanal İstanbul’un sağını solunu kastediyorsunuz. Şimdi Kanal İstanbul ile birlikte o rezerv şehirler meydana çıkacak. O rezerv şehirler meydana çıktığı anda yoğun şekilde oralarda konut inşaatları başlayacak. Bu kentsel dönüşümü kabul eden, örneğin Avcılar’da kabul eden vatandaşlarımıza biz o rezerv şehirlerden yer vereceğiz, onları oralara çekeceğiz.
Rezerv şehir şudur, mevcudu bir yerden bir yere naklederek o mevcudun da zemin tahlillerini yapıp oralara müdahale… Şimdi biliyorsunuz, Avcılar aslında sağlam bir zemin değildir. Tehdit eden bir zemindir. Yani Avcılar’dan al Beylikdüzü vesaire o tarafa doğru oralar hep sıkıntılı yerlerdir. Zaten denize yakın bölgeler her zaman için çok çok sıkıntılı bölgeler.
MİLLETVEKİLİ ADAY LİSTESİ
Nüfus yapısından hassasiyetlerine, kadın ve genç temsiline kadar bütün demografik yapıyı masaya yatırmak suretiyle biz bu tespitleri yaptık. Mesela alt komisyonlarımızın çalışmalarını üst komisyonda değerlendirdik ve nihai karara öyle vardık. Bizim en üst komisyon ki başkanlığımda toplanmıştır, burada yaptığımız toplantılarımızda da yine bütün elemine edilerek önümüze gelen tabloyu orada da gözden geçirdik. Karşımızda haritalar ve bu haritaların karşısında demografik yapı, nüfus, seçmen sayısı, bütün bunları tabloya yatırdık ve bütün bunlara rağmen bir atlama olmuşsa gerekirse yine geri döndük. Eksiklerimiz, hatalarımız filan da olmuş olabilir. Doğrudur. Ama hassasiyetle buna dikkat ettik ve tespitlerimizi de buna göre yapmış olduk. Bütün bunlara rağmen çok da az olsa bazı hatalarımız bazı illerimiz de olmadı değil, oldu.
CUMURBAŞKANI YARDIMCISI VE BAKAN SAYISI DEĞİŞECEK Mİ?
Bizim o kadar bol keseden atmak gibi bir anlayışımız yok. Biz, devlet nasıl yönetilir bunu bilen bir hareketiz. Bunu da başarıyla 2014’ten bu yana zaten yaptık. Demek ki bir cumhurbaşkanı yardımcısıyla bu iş yürütülüyor. Öbür tarafta da daha önceye gidelim. Başbakanlığım döneminde, 36 bakanla devraldım. Biz onu 17’ye kadar hatta 15’e kadar düşürdük. Cumhurbaşkanlığımız döneminde de bir cumhurbaşkanı yardımcısı, 17 bakanla işleri aldık, tıkır tıkır da yürütüyoruz.
Bu ülkeye bir daha o karanlık koalisyon dönemlerinin kirli bakanlık pazarlıklarını, meşhur Güneş Motel sendromlarını yaşatmak istemiyoruz. Bunlar şimdi ne yaptılar? Güneş Motel yerine ya partilerin merkezlerini aldılar veya Ahlatlıbel’de şurada, burada filan yeni yeni yerler ihdas ettiler, oralarda bu pazarlıkları yaptılar. Ama biz böyle şeylerin içerisine ülkemizi sokmadık sokmayacağız. ‘İsraf’ diyorlar. Asla, bizim kitabımızda israf yok. Tam anlamıyla finansın en ideal şekilde yönetilmesinin örneklerini biz verdik. Eğer bunun başarılı şekilde örneklerini veremeseydik şu deprem felaketinin altından kalkamazdık. Eğer biz bugün deprem felaketinin altından rahatlıkla kalkabiliyorsak, finans yönetimini başarıyla yürüttüğümüz içindir. Şu anda biz finans yönetiminde başarılı bir ülkeyiz.
MERKEZ BANKASI’NIN REZERVLERİ
Başbakanlığım döneminde 135 milyar dolara kadar biz Merkez Bankası döviz rezervimizi yükselttik. Şu anda yine 3 haneli rakamlara yeniden döndük. İnşallah o rakamları yeniden yakalayacağız. Ama şu anda Merkez Bankamız hamdolsun muhtaç değil. Rahatlıkla o da finansı yönetebilir durumda. Bundan sonraki süreçte çok daha güçlü bir şekilde yolumuza devam edeceğiz. Ama bunlar israf ekonomisinin olmadığı ama verim ekonomisinin hayatta olduğu bir kabinenin, bir yönetimin icraatıdır. Bizim zaten tezimiz de israf ekonomisi değil, tüketim ekonomisi değil, verim ekonomisi.
Biz geldiğimizde kişi başı milli gelir 2 bin 600 dolardı. Ama şu anda 10 bin 600 dolara çıktı. Her bakan şu anda çok verimli çalışmaların içerisinde. Şu anda bizim Ticaret Bakanlığında ihracatı aldığımızda, ihracatta hamdolsun patlamamız var. Şu anda 240 milyar doların üzerine çıktık, daha da tırmanıyor, daha da iyi olacak bütün bu zor şartlara rağmen. Ama kamu mali disiplininden taviz vermedik. Türkiye bu şekilde büyüdü, zenginleşti. Bizim bir tezimiz var. ‘Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyüme.’ Şunu yapıyor musunuz, yapıyoruz ve yapmaya da devam edeceğiz. Sağ olsun kabinedeki arkadaşlarımın hepsi görevlerine sıkı sıkıya sadıklar.
CUMHUR İTTİFAKI’NDA PARTİLERİN KENDİ İSİMLERİYLE SEÇİME GİRMESİ
Onun takdiri bize ait değil. Onun takdirini biz yaparsak Cumhur İttifakı içerisinde yer alan liderlere müdahil oluruz. Bu, Cumhur İttifakı içerisindeki arkadaşlarımızın kendi takdiri. Yani kendi logosuyla girmek veya Cumhur İttifakı içerisinde bizim logomuzun altında girmek, hepsi kendi takdirleri. Bu bakımdan bizim Millet İttifakı ile benzer yanımız hemen hemen hiç yok. Sadece malum HÜDA PAR bu konuda bizim logomuzla giriyor. Mesajlar bakımından Cumhur İttifakı’nın içerisindeki partilerle de bu ittifakımızı koruyacağız.
14 MAYIS SEÇİMLERİ
Benim her zaman bir tezim var; meydanların dilini mevcutların içerisinde herhalde en iyi bu fakir anlar. Bu açılışlar, bizim doğal mitinglerimizdir. Meydanların dili bize ‘Yürüyün’ diyor, ‘Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkadan’ diyor. Şu anda meydanlarda bunu görüyorum. Bunu Bağcılar’da, Pendik’te gördüm. Burada bir tecrübe var. Ben milletimin bu noktada her şeyden önce işi zora sokmadan bitireceği inancındayım. Bu kararlılığı da özellikle gerek Bağcılar’da gerek Pendik’te gerek deprem bölgesinde gördüm. Milletim işi hiç zora sokmadan birinci turda bitirecektir diye inanıyorum.
Türkiye bu seçimle birlikte Batı’ya bir mesaj verecek. Bu mesajı çok iyi değerlendirmemiz lazım. Bu ülke artık terörle mücadele ederken de ekonomi politikalarını belirlerken de ‘Batı ne der’ diye bakmıyor. Bizim böyle bir derdimiz var mı? Yok. Biz şimdi işimize bakıyoruz. Savunma sanayiinde yerlilik oranı yüzde 20’den yüzde 80’e çıktıysa bu, bir başarının adımıdır. Batı dikkat ederseniz, Erdoğan’a karşı olduğunu söylüyor. Erdoğan’a karşı aldıkları bu cephe milletimize karşı aldıkları bir cephedir. Benim milletim bu oyunu 14 Mayıs’ta bozacaktır. 14 Mayıs adete bir kırılma noktası olacaktır. Bu kırılma noktasıyla da Türkiye’yi yeniden kendi çizgilerine kim çekecekse onlar, onlara mavi boncuk dağıtıyor.”
ŞEHİR HASTANELERİ
Ne diyorlar, işte hastanelerimizle, şehir hastanelerimizle ilgili ‘Kimse gelip de bunlara talip olmasın.’ Kim diyor bunu? Karşımızdaki aday. Hatta daha da ileri gidiyor, ‘Yani bunlar alacaklarını dahi tahsil edemezler.’ diyor. Devlette devamlılık esastır. Bu ifadeyi bir cumhurbaşkanı adayı nasıl kullanır? Seversin sevmezsin bu ayrı konu. Ama böyle bir alacağı varsa ihaleye girmiş almış bunu belli bir yere kadar getirmiş, tabii ki bunun ödemesini yapacaksın. Bir ülkenin güvenilirliği nereden gelir? İşte buradan gelir. Güvenilir olması için de Ahmet gitmiş, Mehmet gelmiş. Mehmet geldiyse ne yapacak, Ahmet’in bıraktığı yerden devam edecek. Ama bunlar bakıyorsun, ana muhalefet de yanındaki hanım da ‘Biz bunları ödemeyiz.’ diyor. Diyemezsin bunu. Ben buradan halkıma sesleniyorum, yani devletin devamlılığına leke sürecek, tüm dünyada ülkemizin itibarını zedeleyecek olanlara fırsat vermeyeceğinize inanıyorum.
Ne diyorlar, terörist başını bırakacaklarmış, Selo’yu bırakacaklarmış. Bu ülke bir hukuk devleti. FETÖ’nün içerideki uzantılarını bırakacaklarmış, KHK’dan suçları olanlar bırakılacakmış. Bu hukuk devletinin hukukiliği nerede? Bunu nasıl diyebilirsin?
GENEL AF TARTIŞMALARI
İşte bunların hepsi oy saikiyle yapılan şeylerdir. Yani ‘Biz gelirsek işte bunları serbest bırakacağız, onun için oylar bize.’ Bunu karşımızdaki şahıs kaç kere Meclis kürsüsünden haykırdı, söyledi. Ama biz hukuk devletinin içerisinde bunu oya tahvil etmek için bu tür vaatlerde bulunamayız. Bu hukuk devletinin ahlaki anlayışına uygun değildir.
Ama bay bay Kemal buralardan ne elde ederim bunun gayreti içerisinde. Ülkeyi terör örgütlerine teslim etmeye gayret ediyorlar. Diyarbakır’da 51 yavrumuzun ölümüne neden olan Selo değil mi? Şimdi bu 51 yavrumuz, bunlar Kürt kardeşlerimiz, evlatlarımız değil miydi? Zaten Selo’nun kendisi aslında Kürt değil, Zaza’dır. Ama ne yapıyor, Kürt evlatlarımızın da ölümü üzerinden kendisine bir rant devşirmeye çalışıyor. Sokağa döktü ve 51 Kürt yavrumuz öldürüldü. Hatta araçla üzerinden çiğneyerek geçtiler. Bütün bu gerçekler ortadayken maalesef şu anda bakıyorsunuz bay bay Kemal de Meral Hanım da diğerleri de bunları dışarı çıkarmak için bu tür vaatlerde bulunuyorlar. Aynı şekilde FETÖ ile ilgili vaatleri de var. Nitekim şu anda listelerine de zaten bu tür isimleri de koydular, koyuyorlar.”
CHP LİSTESİNDE YER ALAN ESKİ AK PARTİ’Lİ İSİMLER
Daha önce bunların söylediği bu sözler ve şimdi o denli hakaret eden, bırak bakan olmayı, ‘Milletvekili dahi olamaz’ dedikleri kişiyi şimdi ne yaptılar? Listelerinde en uygun yerlere koydular. Aynı şekilde diğer birkaç kişi için de bu tür ifadeleri var. Ama şimdi en uygun yerlere yerleştirdiler. Şimdi bunlar diyelim ki bize ihanet ettiyse, şimdi demek ki ihanet sırası onlarda. Onlara da gereken ihaneti yapacaklardır. Yani onlardan farklı bir şey bekleyemezsiniz. Bizim de onlardan zaten beklediğimiz bir şey olmadığı gibi de yani gitmek isteyene zorla ‘Dur’ demedik, demeyiz ve kapıyı açtık. Çünkü bunlar dış mihrakların siparişiyle bir araya gelen kuklalar.
KAMUDA İŞE ALIMLARDA MÜLAKATIN KALDIRILMASI
Kamuya işe alımlarda, sınavlardaki başarı sıralamasını esas alarak bu konudaki tereddütleri de gideriyoruz. Aslında pek çok alanda işe alımlarda bu yöntemi zaten şu anda uyguluyoruz. Her yıl on binlerce gencimiz ve engellimiz bu şekilde işe başlıyor. Mülakatların sebebi de kurumların ihtiyaçlarına en uygun insan kaynağına erişme gayesidir. Gereksiz tartışmaların içine düşmemek ve gençlerimizin kafasında herhangi bir soru işareti bırakmamak için zorunlu bazı alanlar dışında başarı sıralamasıyla işe alımı esas haline getireceğiz.
EVLİLİK KREDİSİ
Üniversite öğrencilerimizin aldıkları ilk bilgisayar ve cep telefonundan vergiyi kaldırıyoruz. Aile kurumuna özel önem veriyoruz. Bunun için de gençlerimizi aile kurmaya teşvik ediyoruz. Yeni evlenen çiftlere 2 yılı geri ödemesiz 48 ay vadeli 150 bin lira faizsiz evlilik kredisi vereceğiz. Bunun için ‘Aile ve Gençlik Bankası’ kuracağız. Kaynağı soracaklar ya, keşfini yaptığımız doğal gaz ve petrol gelirleriyle kurulacak bu banka ile gençlerimizi her alanda destekleyeceğiz.
Kendi işini kurmak isteyen gençlerimizin hibe ve teşvik programlarıyla yanlarında olacağız. Gençlerimiz hayal kursunlar, onların hayallerini gerçekleştirecek iktidar görevi başında. Bu Cumhur İttifakı’dır. Şartların zorluğu, imkanların kıtlığı onları korkutmasın. Biz her şart altında gençlerimizin yanındayız, destekçileriyiz. Ben uygulamanın başında olan bir insan olarak konuşuyorum.
ŞEHİR HASTANELERİ
Karşımdaki bay bay Kemal’in uygulamada yeri neresi? Onun yeri geçmişte biliyorsunuz SSK idi. SSK’yi ne hale getirdiğini rahmetli Savaş Ay hayatta olsa da tekrar anlatsa. Ne hale getirdi SSK’yi biliyorsunuz? Onun batırdığı, bitirdiği felaket olan o SSK’yi biz tamamıyla ele aldıktan sonra bütün hastanelerimiz pırıl pırıl oldu, şehir hastaneleriyle ayrı bir devrim yaptık, eğitim hastaneleriyle ayrı bir devrim yaptık ve şu anda dünya bizim bu hastanelerimizi gördüğü zaman diyorlar ki ‘Gerçekten takdire şayansınız’. Hatta birçok ülke üst düzey kendi hastalarını bize gönderiyor. Şu anda Ankara’da mesela bizim gerek Etlik gerek Bilkent, bu iki tane şehir hastanemiz muhteşem. Her ikisinin de şu anda yatak sayısı itibarıyla olsun, odalarıyla olsun örnek bir durumları var.
Her büyükşehre bir defa bir tane şehir hastanesini kuracağız. Cumartesi günü inşallah Kocaeli Şehir Hastanesini açıyoruz. Şu anda hasta alımına başladı. Ardından İzmir hazır şu anda, İzmir’i açacağız. Bütün bunlarla beraber bu şehir hastanelerimizi de yaygınlaştıracağız.
AİLE KORUMA KALKANI
Programın yeniliklerinden biri, ev hanımlarının emekliliğine destek vermek olacak. Gençler öncelikli olmak üzere her aileden en az bir kişiye iş imkanı sunacağız. Yani şimdi ben en az 3 çocuk diyorum. Bu demektir ki ailelerde de çocuk sayısı artacak. Onların bir de geleceğini ne yapmamız lazım? Teminat altına almamız lazım. Dolayısıyla eğitiminden istihdamına, evliliğinden çocuk bakımına kadar her alanda ailelere maddi katkı vereceğiz. Amacımız aile yapımızı, aile birlikteliğini ve evlatlarımızı korumak. Ev hanımlarına yönelik bu tür yine aynı şekilde planlarımız var. Ev hanımlarının sigortalılığı konusunda da atacağımız adımlar olacak. Ev hanımlarının emeklilik primlerinin bir kısmını devlet olarak biz ödeyeceğiz.”
6284 SAYILI KANUN
Aile, bir defa bizim kutsalımız, değerimiz. Bu kurumun korunması önceliğimiz. Anayasal değişiklik bile yapacak kadar bu konuya sahip çıkıyoruz. Aile yapımızı, kadınları ve çocuklarımızı korumak için her türlü mücadeleyi sonuna kadar vereceğiz. Bu alandaki kazanımlardan geri gitmek mümkün değil. Bizim mücadelemiz, ailenin ve kadınların haklarından geriye gidiş olarak gördüğümüz sapkın akımlardır. Yani LGBT gibi sapkın akımların ülkemizde varlık göstermesine, milletimize dayatılmasına izin vermeyeceğiz.
Biz bunları yaparken bay bay Kemal sadece yalanlarla kadınları kandırmaya, milleti aldatmaya çalışıyor. Özellikle Kemal efendi kadın haklarını savunmaya önce kendi parti teşkilatlarında tacize, tecavüze uğrayan kadınların haklarını savunmakla başlayabilir. Şu anda kaç tane acaba bayan milletvekili adayı var? Bir araştırın bunu da, bakın bakalım. AK Parti’nin kadın milletvekili sayısıyla mukayesesi kabil mi? Tacizci, tecavüzcü CHP teşkilatından olunca bunların ağzını bıçak bile açmıyor. Partisindeki taciz, tecavüz olaylarını örtmek için gösterdikleri çabanın onda birini kadın hakları için göstermeyenler, bu konuda bize zaten söz söyleyemez.
BELEDİYELERDE İŞTEN ÇIKARILANLAR
Haksız yere belediyelerden atılmış vatandaşlarımızı göreve getirmeyi ancak biz başarırız. Çünkü biz onlara yapılan bu zulme hiçbir zaman duyarsız kalmadık, bundan sonra da kalmayacağız.
Günlerce, haftalarca gittiler belediyelerin önünde gösteriler yaptılar. Bunlar tekrar işe alındı mı? Bay bay Kemal bunları görmedi mi? Televizyon ekranlarında bunların hepsini izledik. İşten atılan vatandaşlarım, bunların çoluğu çocuğu haftalarca aylarca aç susuz kaldılar. Bunların bir kısmını devlette işe aldık. Ama bunları yeniden belediyelerde işe almadılar. İktidarımızda bu işin çözümünü yine biz getireceğiz. 2024 seçimi de geliyor ve bu yerel seçimde de bu ülkede bütün mağdurlar gibi CHP mağdurlarının da kimsesi biz olacağız.
TCG ANADOLU GEMİSİ
Bütün olay araç gereç meselesi değil, bunları tetikleyen bunları güçlendiren mühimmat konusudur. Şimdi aracı yaparsınız girişi yaparsınız ama mühimmatınız yoksa tabi aracın olması hiçbir işe yaramaz. Ama bütünüyle bunların mühimmatını da yaparsanız bunu da üretimini gerçekleştirirseniz o zaman tabii karşı tarafa güç gösterisinde çok daha rahat bulunursunuz. Biz başardıklarımızı ‘yapılamaz, edilemez’ diyenlere inat başardık
TCG Anadolu’yu şu anda ordumuza teslim ettik. Gezdim, gördüm. Şu anda insansız hava araçları üzerinde ve bu insansız savaşların dışında helikopterler üzerinde. Bütün bunlar buradan iniş kalkış her şeyi yapabilecekler. Bunlar bizim dünya standardında çok daha farklı bir yere gelmemizi sağladı.
Yeni bir adım daha atıyoruz, görüşmeleri yapıyoruz. Bunun bir misli büyüğünü daha inşa edeceğiz. Bu bizim kendi tersanemizde üretildi.
Egemenliğimiz için bundan daha önemli ne olabilir? Yani sen Akdeniz’e bununla çok daha rahat açılacaksın. Mavi Vatan aynı şekilde. Bunlar anlardan da anlamazdan da konuşuyorlar. Gurur duy ya.
Adamlar bununla iftihar etmiyor. Niye? Erdoğan’ın döneminde yapıldı diye. Ya siz yapın, biz de sizi alkışlayalım. Bugün CHP’nin elindeki büyükşehir belediyelerinde acaba Türkiye’nin iftihar edeceği eserleri var mı? Yok. ‘Ya şunu da biz yaptık’ diyebilecek eserleri var mı? Yani tutun şöyle köprülerden viyadüklere varıncaya kadar var mı? Ya biz Marmaray’ı yaptık, onun önünü kesmeye çalıştılar. Avrasya Tünelini yaptık, onun önünü kesmeye çalıştılar. Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü yaptık, onun önünü kesmeye çalıştılar. Tabi başaramadılar. Çünkü biz buna fırsat vermedik.
CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ
Elbette sistem gerektiğinde dönüşüme, değişime, restore etmeye açık. Aksayan ya da eksik kalan yerlerini hızla tamamlamak da bizim görevimiz. İlk dönemdeki tecrübelerimizin ışığında sistemi daha ileriye taşıyacak adımları atmakta tereddüt etmeyeceğiz. Çünkü bu dinamik bir süreç.
ALTILI MASAYA HDP ELEŞTİRİSİ
Eskiden beri HDP’yi terör örgütünün parlamentodaki uzantısı olarak gördüğümüzü ve ‘HDP eşittir PKK’ demek olduğunu söyledik, söylüyoruz. Tabii şu anda terör örgütüne müzahir parti cumhurbaşkanı adayı çıkarmayarak masadaki yedinci ortak olduğunu ilan etti. Dolayısıyla artık terör örgütü de o masanın ortağıdır. Masada söz sahibi olan bir örgüt elbette oranın geleceğiyle ilgili açıklama yapacaktır, argo bir tabir olacak ama racon kesecektir.
Terör örgütleri bu açıklamaları yaparken acaba CHP ne yapıyor? Kandil’den terör örgütüne destek gelirken, terör örgütünün parlamentodaki uzantısına destek gelirken acaba CHP yöneticilerinden birinin de çıkıp adıyla sanıyla ifade ederek PKK’yı, YPG’yi, HDP’yi eleştirdiğini gördünüz mü? Hayır. CHP’den bir ses çıktı mı? Hayır. Masanın etrafındakilerden bir ses çıktı mı? Hayır. Halka kendilerini kabul ettiremeyince terör örgütlerinden medet umar hale geldiler.
Terör örgütüdür, kiralık katildir, kullanışlı aparattır, kim parasını verirse onun emrine girer. Ama siyasi partilerin terör örgütlerinin kucağına düşmesi utanç vericidir. Kandil’den destek alacaksın ve 14 Mayıs seçimine hazırlanacaksın, milletim bu oyunu bozar. Ne bu ülkeyi bu çapsız muhalefetin eline bırakır ne de terör örgütlerini söz sahibi eder. İnanıyorum ki 14 Mayıs’tan sonra CHP’ye gönül vermiş gerçek vatansever vatandaşlarım da partilerini terörist sevicilerin elinden kurtaracak.
(“Öcalan’a özgürlük söz konusu olabilir mi?” sorusu üzerine) Bunu AK Parti olarak bize soruyorsanız böyle bir şey olamaz. Ama şu anda ana muhalefete sorarsanız ana muhalefet olabileceğini zaten açıkladı. Hem terörist başı ile ilgili açıkladılar hem de Selo’yla ilgili açıkladılar. Bizim kitabımızda böyle bir şey yok. Yani bunca insanı öldüreceksin, bunca insanın kanına gireceksin, ondan sonra da kalkıp buna özgürlük diyeceksin, böyle bir şey olabilir mi?
HDP’ye ve dolayısıyla PKK’ya neler vaat ettikleri tek tek ortaya dökülüyor. Niçin gidip parlamentoda görüştüler de parti merkezlerine gidemediler. Çünkü partiye gittikleri zaman bir açıklama yapmaları lazım. Bu açıklamayı yapmadıkları gibi parlamentoda bu işi kapalı kapılar arkasında ne söylediler?
Mesela içlerinden üst düzeyde bir yönetici yok ama bir kadın çıktı garip garip şeyler söyledi. Örneğin, Diyanet İşleri Başkanlığını kaldıracaklarmış, bunun yerine işte inanç, bilmem ne… Şimdi bunu özel görüşmelerinde orada bunları görüşmüşler. Kadın bu açıklamayı yapıyor. CHP olarak bununla ilgili; ‘Hayır bizim böyle bir düşüncemiz yok. Biz Diyanet İşleri Başkanlığını kaldıramayız.’ demedi. Bütün bunlarla ‘Din ve ahlak dersleriyle alakalı olumsuz bir yaklaşımları var’ diyemedi.
PKK, HDP ne derse onu yapmaya amade bir bay bay Kemal var şu anda. Onun için terör örgütünün dağ kadrosundan bile yedili masaya, bay bay Kemal’e destek açıklamaları yapıldı. Bu ifadelerini okuttuğunuz kişi geçmişte CHP’ye alenen söven, hakaret eden kişidir. İşte bay bay Kemal böyle biri. O sadece partisindeki tecavüzcüleri, tacizcileri korumayı bilir. PKK’ya, FETÖ’ye, terör örgütlerine umut verin, başka çaresi yok.
Şimdi bakalım bay bay Kemal’e. Allah aşkına ya ne başarısı var bu adamın? Genel müdürlük yaptığı SSK’yı batırmış, genel başkanı olduğu partiye tek bir seçim kazandıramamış. Aldıkları birkaç belediye, orada da işlerin yürümediğini cümle alem biliyor. Böyle bir partinin ülkeyi terör örgütüne teslim etme pahasına iktidara gelme ihtirası bir defa trajikomiktir. 14 Mayıs’ta sevgili vatandaşlarımdan, milletimden bunlara yol vermeyeceğini görüyorum. El ele vereceğiz ve inşallah yeni bir süreci güçlü bir parlamentoyla milletimle beraber yürüteceğiz.
HDP’li Sırrı Sakık, Sayın Kılıçdaroğlu’na bir çağrı yaptı. ‘Kapalı kapılar ardında verilen sözlerin kamuoyuna deklare edilmesi gerekir’ dedi. Bu söze henüz bir cevap gelmedi. Siz kapalı kapılar ardında bir pazarlık yapıldığını düşünüyor musunuz?” sorusu üzerine, “Kesinlikle orada bir pazarlık yapıldı ve bunu kendi partilisi dahi bilmiyor. Hadi açıklayın. Niye açıklamıyorsunuz? Açıklayamadılar. Açıklayamazlar. Çünkü açıkladıkları anda taşlar yere dökülecek. Teröristlere umut verenlere ben inanıyorum ki benim milletim de iktidarı vermeyecektir”
No Comments