Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, 24 TV canlı yayınında eğitim gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Bakan Özer’in açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
45 bin öğretmen ataması 8 Mayıs’ta
Öğretmen atamalarına ilişkin açıklamalarda bulunan Özer, “Geçtiğimiz günlerde 3 bin 500 engelli öğretmen ataması yaptık. Ondan önce 5 bin idari personel mühendis, diyetisyen, hemşire alımını gerçekleştirdik. Hatta engelli öğretmen atamasında Sayın Cumhurbaşkanımız sürpriz yaptı. Başvurup da atanamayan tüm engelli öğretmenleri de atamış olduk. Son yirmi yıl içinde tek seferde yapılan en büyük engelli öğretmen ataması. Tek seferde 4 bine yakın engelli öğretmen atamasını gerçekleştirdik. Yine tek seferde en yüksek sayıda öğretmen ataması yani 45 bin öğretmen atamasını da yarın itibariyle gerçekleştireceğiz. İstanbul’da Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle 45 bin öğretmen ataması gerçekleştireceğiz. Bu da son yıllardaki tek seferde en yüksek öğretmen ataması. Bu atamalarda ağırlığı deprem bölgesine veriyoruz, yaklaşık yüzde ellisini…” değerlendirmesinde bulundu.
Eğitimde okullaşma oranları
Son yirmi yıl Türkiye’de eğitime erişim sorununun çözüldüğü bir döneme karşılık geldiğini belirten Özer, OECD ülkelerinin eğitimin tüm kademelerinde okullaşma oranlarını İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yüzde doksanın üzerine çıkarabildiklerine dikkati çekerek, “Yani okullaşma problemini çözmüşler, eğitime erişim problemini çözmüşler ve son yetmiş yılda eğitimin kalitesini arttırmayla ilgili tüm odaklarını, tüm projelerini gerçekleştirmişler. Bize bakıyoruz 2000’li yıllarda eğitimde sınıfta kaldığımızı görüyoruz. Beş yaştaki okullaşma oranı yüzde 11. Lisede yani ortaöğretimdeki okullaşma oran yüzde 44. Bakın bunlar gençlerimiz, lise öğrencilerimiz. Yani liseye gitmesi gereken öğrenci grubunun sadece 44 tanesi okulda, 56 tanesi dışarıda. Yükseköğretim de aynı şekilde. Yükseköğretim net okullaşma oranları yüzde 14’ler seviyesinde. Rekabet için sadece doğal kaynakların olması gerekmiyor. Beşeri sermayeniz, yani insan kaynağınızın eğitimle buluşması ve mümkünse her kişinin sosyoekonomik arka planına bakmaksızın nitelikli eğitim erişmesini sağlamanız lazım. Çünkü geleceğe attığımız tohum eğitim üzerinden gerçekleşiyor. İşte Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı son yirmi yıldaki eğitimdeki yaptığı şey, bu gecikmeyi ortadan kaldırmak. Bunun için üç kanaldan eş zamanlı ilerlerdi. Birinci kanal; fiziki imkan oluşturmak yani okul yapmak, derslik yapmak… Bölge veya il ilçe ayrımı yapmaksızın doğuya ne yapılıyorsa Ankara’ya da aynısı yapılıyor, Karadeniz’e de aynısı, Muğla’ya da aynısı, Tekirdağ’a da, Kırklareli’ye de aynısı yapılıyor.” ifadelerini kullandı.
No Comments