39 yıl 9 ay 14 gün hizmete 40 yıl üzerinden ikramiye ödenebilir mi?

Öğretmenler Kas 07, 2022 No Comments

İlk derece mahkemesi işlemi iptal etmişti

İstinaf: Davacının hizmeti yanlış hesaplanmıştır

Davacının 5434 sayılı Kanuna tabi hizmetleri 39 yıl 8 ay 14 gün olmasına rağmen sehven 39 yıl 9 ay 14 gün olarak bildirildiğinin belirtilmesi nedeniyle 01/04/1981-30/06/1981 tarihleri arasında 3 ay borçlanmış olduğu askerlik hizmeti ile 01/08/1981 -15/04/2016 tarihleri arasında 39 yıl 8 ay 14 gün fiili hizmeti olmak üzere toplam 39 yıl 11 ay 14 gün hizmeti bulunduğunun anlaşıldığı, davacının 40 yıl hizmetinin bulunmaması ve 39 yıl üzeri hizmetinin de bir tam yıla isabet etmemesi karşısında, davalı idarece fiili hizmetinin 39 tam yılına karşılık ikramiye ödemesi yapılmasında hukuka aykırılık yoktur.

Danıştay 12. Dairesi bu kararı onamıştır.

T.C.

DANIŞTAY

ONİKİNCİ DAİRE

Esas No: 2019/1442

Karar No: 2022/195

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Başkanlığı

VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU:

… Bölge İdare Mahkemesi… İdari Dava Dairesinin… tarih ve E:…, K:…, Temyiz No:… sayılı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 48. maddesinin altıncı fıkrası uyarınca verilen temyiz isteminin reddine ilişkin kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem:

5434 sayılı Kanun kapsamında çalışarak emekli olan davacı tarafından, 40 yıl 14 gün çalışması olmasına karşın 39 yıl üzerinden emekli ikramiyesi ödenmesi nedeniyle eksik ödenen emekli ikramiyesinin ödenmesi talebiyle davalı idareye yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ile kalan hizmet sürelerine ilişkin emekli ikramiyesinin yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:

… İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:… K:… sayılı kararla;

3 aylık askerlik borçlanmasıyla beraber davacının, 40 yıl 14 gün fiili hizmetinin bulunduğu ve bu hizmetine karşılık 40 tam yıl üzerinden emekli ikramiyesi ödenmesi gerektiğinden davalı idarece davacıya 39 hizmet yılı üzerinden emekli ikramiyesi ödenmesi yönünde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, davacının 39 yılı aşan 1 tam yıl hizmet süresi için emekli olduğu tarihteki katsayılar dikkate alınarak hesaplanacak emekli ikramiyesi tutarının idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:

… Bölge İdare Mahkemesi… İdari Dava Dairesinin; … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; Daire ara kararıyla davalı idareden; davacının tahsis dosyasının yeniden incelenerek Sandığa tabi hizmetinin yıl, ay ve gün olarak ne kadar olduğunun net bir şekilde belirtilmesinin istenilmesi üzerine, davalı idarece gönderilen 19/06/2018 havale tarihli yazıda; 13/06/2016 tarihli kurum yazısında, davacının 5434 sayılı Kanuna tabi hizmetleri 39 yıl 8 ay 14 gün olmasına rağmen sehven 39 yıl 9 ay 14 gün olarak bildirildiğinin belirtilmesi nedeniyle 01/04/1981-30/06/1981 tarihleri arasında 3 ay borçlanmış olduğu askerlik hizmeti ile 01/08/1981 -15/04/2016 tarihleri arasında 39 yıl 8 ay 14 gün fiili hizmeti olmak üzere toplam 39 yıl 11 ay 14 gün hizmeti bulunduğunun anlaşıldığı, davacının 40 yıl hizmetinin bulunmaması ve 39 yıl üzeri hizmetinin de bir tam yıla isabet etmemesi karşısında, davalı idarece fiili hizmetinin 39 tam yılına karşılık ikramiye ödemesi yapılmasında, dolayısıyla davalı idare işleminde hukuka aykırılık bulunmadığından istinaf başvurusunun kabulüne, istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin altıncı fıkrası uyarınca kesin olarak karar verilmiştir.

Davacı tarafından, anılan kararın temyiz edilmesi üzerine, Bölge İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; Mahkemece verilen karara yönelik istinaf başvurusu üzerine verilen kararın kesin olduğu ve 2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinde sayılan temyize tabi davalardan olmadığı anlaşıldığından, kesin olarak verilen karara karşı temyiz başvurusunda bulunulması mümkün olmadığı gerekçesiyle temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Bölge İdare Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, esas açısından incelenerek bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:

Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ DÜŞÜNCESİ:

Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek, işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Davacının temyiz isteminin reddine,

2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle temyiz isteminin reddine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:…, Temyiz No:… sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,

3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,

4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 26/01/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

No Comments

Leave a comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir