‘Temel ihtiyaçları karşılamaya yeten maaşlarımızla bir de yayın yapmak mecburiyetindeyiz’

Haberler Nis 27, 2023 No Comments

Derinleşen ekonomik kriz Türkiye’de tüm toplum kesimlerini etkilemeye devam ediyor ve bu durumdan akademisyenler de payını alıyor. Sosyal medya platformları üzerinden özellikle Twitter üzerinden #AkademikZam etiketiyle kampanya yürüten birçok akademisyen zamların taleplerini artırdığına dikkat çekiyor.

”Ekonomik sıkıntılar beyin göçüne önünü açtı”

Öğretim Görevlisi Sefa Ersan Kaya son üç yıldır enflasyonun etkisiyle, akademisyenlerin alım gücü ve bilimsel araştırma imkanları ciddi bir şekilde azaldığını, bu durum, beyin göçünün artmasına, hem gözlemlemekte hem de bizzat yaşamakta olduğunun altını çiziyor.

Alım gücünün azalmasıyla birlikte, akademisyen maaşları sadece akademik çalışmaları desteklemekle kalmayıp temel yaşamsal ihtiyaçları bile karşılamaktan uzak hale geldiğini söylüyor. Diğer meslek gruplarına kıyasla benzer düzenlemeler yapılmayan akademisyen maaşlarında ciddi bir makas oluştuğu görülmekte olduğunu, hatta birkaç yıl öncesine kadar özel sektörde çalışan beyaz yakalılar ile akademisyenlerin maaşları benzerken, bugün aralarında uçurum olduğunu vurguluyor.

Doktorlar, hakimler ve mühendisler gibi diğer meslek gruplarına göre akademisyenlerin maaşları oldukça düşük olduğunu dile getiren Dr. Ögr. Üyesi Kaya, “Ülkemizdeki pek çok kesim ekonomik açıdan zorluk çekse de akademisyenler açısından meselenin farklı boyutları bulunmaktadır. Başka meslek gruplarından farklı olarak akademisyenler gelirlerinin bir bölümünü yine kendi mesleklerinin bir gereği olan akademik çalışmalarını finanse etmek için kullanmak zorundadırlar. Mevcut maaşlar ve ekonomik koşullarda, neredeyse yok olma noktasına gelen alım gücüyle bu akademik faaliyetleri yürütmek imkansız hale gelmiştir. Dünya standartlarında akademik çalışma yapabilmek için her akademisyenin kendi alanındaki gelişmeleri takip edebilmesi gerekmektedir. Bunun için alanındaki yayınlara erişmek, konferans ve kongrelere katılmak ve sergi gibi etkinlikler gerçekleştirmek elzemdir. Fakat bugünkü akademisyen maaşları yurtiçindeki akademik faaliyetlere bile yetmemektedir. Alanım Güzel Sanatlar olmasıyla birlikte şuan herhangi bir çalışmamım baskı alınması imkansız hale gelmiştir. Alanımda hiçbir çalışmayı yürütemeyecek bir durgunluk dönemi içerisinde olduğumu ifade edebilirim” dedi.

“Temel ihtiyaçları karşılamaya yeten maaşlarımızla bir de yayın yapmak mecburiyetindeyiz”

Öğretim Görevlisi Ayşen Akdemir de en son 2014 yılında akademisyen maaşlarına gelen iyileştirmeden sonra şimdiye kadar herhangi bir düzenleme yapılmadığını söylüyor. Özellikle belirli meslek gruplarına (hakimler, doktorlar, savcılar vb.) kıyasla benzer maaş alan akademisyenler, bu meslek gruplarına yapılan iyileştirmeler sonucunda aradaki makas farkının ciddi şekilde arttığını, bu durum sadece temel ihtiyaçları (gıda, ulaşım, kira vb.) karşılamaya yeten maaşlarımızla yayın yapmak zorunda olduğumuz gerçeğiyle birleştiğinde, akademisyenlerin ne kadar zor bir durumda olduğunu altını çiziyor.

“Yaşam standardımı finanse edemediğim için şehir merkezinde değil, ilçede ikamet etmek zorunda kalıyorum”

Saygın bir meslek olarak bilinen ve öğrencilerin özellikle üniversite eğitimi esnasında idol olarak gördükleri hocalarının maaşlarını duyunca vazgeçtikleri vurgulayan Öğretim Görevlisi Akdemir, “Özellikle ülkenin Batısı’nda artan konut fiyatları yüzünden yaşadığım şehrin merkezinde yaşam standardını finanse edemediğim için ilçede ikamet edebilmekteyim. Bunun yanısıra kendi eğitimim için maaşımdan ödemem gereken kitap,kongre,konferans ücretlerini de karşılamanın imkansız olduğunu ve eğitimin üretim ayağında olan bütün akademisyenler için bu durumun ülke genelinde yozlaşmaya mahkum ettiği üniversitelere mal olacağını belirtmek gerekir. Bir an önce akademisyen maaşlarına gerekli zam yapılması ivedi ile karşılanmalıdır. ” dedi.

Öğretim Görevlisi Sefa Ersan Kaya; Akademik faaliyetler doğaları gereği motivasyon ve odaklanma gerektiğini, zihinleri geçim sıkıntısı ve gelecek kaygısı ile meşgul durumdaki akademisyenlerin bilim üretmeleri, buluş yapmaları ve ülkenin kalkınmasına katkı sunmaları mümkün olmadığını hatırlatıyor ve bir ülke ancak bilim ile kalkınabilir; katma değeri yüksek ürünler üreterek gelişir ve refahını yükseltir.Türkiye’deki akademisyenlerin mevcut koşullarda bu ülkenin refahına katkı sunması imkansız olduğunu söylüyor.

“Akademisyen maaşları, açlık sınırının %10 üzerinde, yoksulluk sınırının ise %60 gerisinde kalmış durumda”

Öğretim Görevlisi Kaya sözlerini son olarak şunlara dikkat çekiyor; Açıkça ifade etmek gerekir ki: Günümüzde akademisyen maaşlarının oransal olarak doktor ve hakim maaşlarının %60 gerisine düşmesi hiçbir iyileştirmenin yapılmaması akademisyen maaşlarını açlık sınırının %10 üzerine yoksulluk sınırının ise %60 gerisine itmiştir. Bundan dolayı akademinin ve akademisyenliğin bir gerekliliği ve niteliği olan hiçbir bilimsel ve sanatlar çalışmayı günümüzde gerçekleştiremiyorum. Bu durum Ülkede bilimsel ulusal ve bireysel çoraklığa sebep oluyor. Tüm akademisyenler adına akademik zam – iyileştirmenin aslında geç kalınmış bir hak olduğunu belirtmek isterim.

Son olarak Öğretim Görevlisi Akdemir akademisyen maaşlarının asgari ücret ve yoksulluk sınırına göre karşılama oranları durumun vahametini açıkça ortaya koyduğunu dikkat çekiyor.

Zekeriya ELTİMUR

İletişim için: [email protected]

No Comments

Leave a comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir