Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ortak yayında soruları yanıtlıyor.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar:
Seçim günü genci yaşlısıyla 85 milyonun her bir ferdi kazanacak. Dünyanın dört bir yanındaki mazlum ve mağdurlar kazanacak.
Bu yarışa birlikte çıktığımız Sayın Muharrem İnce’nin buradan ayrılışına doğrusu üzüldüm. Kaset kumpaslarıyla makama gelen Bay Bay Kemal’in karşısına rakip olunca böyle bir komplo ile karşılaştı. Terör örgütlerini içselleştirmiş bir kişiden bahsediyoruz. Böylelerinden her türlü saldırı beklenmeli.
Muharrem Bey’i aradım. Anladığım kadarıyla ortadaki bir FETÖ taktiği. Geçmişte bunlar yapıldı. Muharrem Bey’in bu kararının arkasında şüphesiz ki namuslu insanların kabullenemeyeceği bazı saldırıların olduğunu anladım. Bir insanın her şeyden önce namusu çok önemli.
Avukatlarına görev verdiğini kendileri ifade ettiler. Biz de devlet olarak, yapılabilecek neyse her türlü yardıma hazır olduğumuzu söyledik. Böyle bir yarışta yalnız bırakmak doğru olmaz. Yarış keşke dörtte dört devam etmiş olsaydı. Oy pusulasında değişen bir şey yok. Temennim odur ki sonucu hayır olsun.
Türkiye’nin 40 yıllık terörle mücadele tarihinin en büyük kazanımlarını elde ettiğimiz safhasındayız. Şu anda Bay Bay Kemal’in omuz omuza olduğu mahfillerle biz adeta savaş halindeyiz. Bölücü örgütü sınırlarımız içinde bitme noktasına getirdik. Ama şu anda Bay Bay Kemal bunlarla omuz omuza. Onlar da umutlarını kendilerine özerklik sözü veren Kılıçdaroğlu’na bağladılar, Suriye’den çekilerek alan açma taahhüdünde bulunan Bay Bay Kemal’e bağlamış durumdalar. Teröristleri yeniden kamuya doldurmaya kadar nice vaatler havada uçuşuyor. Bu pazarlıkları tarafların hiçbiri de reddetmiyor. Sadece kelime oyunlarıyla milletimizi oyalamaya çalışıyorlar. HDP’nin temsilcileri zaten bunları açık açık söylüyorlar. Bu seçim sonucunda ya terör tamamen bitecek, ya da yeniden milletimizin canına, malına göz dikecek güce kavuşacak.
Rabbim kimseyi Kılıçdaroğlu’nun peşine düşüp de ömür boyu savunduğu değerlere sırtını dönenlerin durumuna düşürmesin.
Kampanyanın öncesinde Biden’ın ‘Erdoğan’ın saf dışı edilmesi’ yönünde açıklamaları vardı. Bu açıklamayı acımasızca yaptı. Bu açıklamadan sonra da biz defalarca bir araya geldik. Kendisine sorunca çark etmeye çalıştı. Şimdi de Bay Bay Kemal Rusya’ya saldırdı. Rusya’dan da Sözcü Peskov, ‘Bunu ispatlaması gerekir’ dedi. ‘Bunu ispatlayamazsa bunun altından kalkamaz’ dedi. Bay Bay Kemal, sen bu siyaseti hala öğrenemedin. ‘Rusya’ya yaptırım uygulayacağım’ diyor. Avrupa’daki birçok ülke de böyle dedi sonra geri vitese taktı. Böyle devlet yönetilmez. Bağları koparmamak lazım. Ben ABD ile de dostum, Rusya ile de dostum. Batı’da bize kindar olanlarla da dostum. Şu anda Biden beni evimde ziyaret edecek kadar dostum. Ama bu açıklamayı yapması beni rencide etti. Öteki taraftan ABD Rusya’ya olumlu bakmıyor diye ben hiçbir zaman Sayın Putin’le münasebetlerimi kesmedim. Ben böyle iş birliğimin olduğu bir ülkeyle bağları nasıl keserim. Bay Kemal, yanlış yoldasın. Rusya’dan Türkiye’ye karşı böyle bir yaklaşım yoktur. Maalesef Batılılar emir verdikleri bir Türkiye istediler. Buradan bakınca da Kılıçdaroğlu’nun kimin adayı olduğu ortaya çıkıyor.
‘Seçimi kaybederseler hükümeti bırakmazlar’ yaklaşımını değerlendirmeyi bile gereksiz buluyorum. Bu soru olsa olsa terör örgütlerine sorulur. Biz demokratik yolla iktidara geldik. Biz nasıl geldiysek, milletimiz ola ki böyle bir karar verecek olursa biz yine demokrasinin gereğini yaparız. İstanbul’da belediye başkanlığını CHP aldığı zaman belediye başkanımız buradan çıkmıyoruz dedi mi? Ankara’da arkadaşlarımız ‘Vermeyiz’ dediler mi? Bu tür anlayış, yapı CHP’ye aittir. Onlar ‘Vermeyiz’ derler. Biz de böyle bir şey söz konusu olamaz. Sandıktan çıkan sonuca saygısı olmayanın millete de saygısı yoktur. Cumhur İttifakı bu ülkede demokrasinin teminatıdır. Cumhur İttifakı, sandıktan çıkan her sonucu meşru kabul edecektir. Karşımızdakilerden de aynı taahhüdü bekliyoruz. Ancak maalesef CHP tarafı her seçim öncesi ve sonrasında demokrasiye zarar verecek söylemleri yaymayı maharet sanıyor. Sandık demokrasinin namusudur.
Gençler çok heyecanlı. Ben her ay gençlerle 1 toplantı yapardım. Son toplantıya da yaklaşık 300 kadar genç katıldı. Birçok alanda okuyan ve siyasete de ilgisinin olacağına inandığım bazı sorular yönelttiler. Biz de bu sorulara cevap verdik. Aramızda ciddi bir sinerjinin doğduğuna kani oldum. Bu akşam da 4 bin kadar genç vardı. Konuşmamda bu 4 bin gencin heyecanı beni etkiledi. Külliye’de soru cevap oldu. 30’u aşkın genç soru yöneltti. İnşallah o cevaplarla onları tatmin etmiş olurum. Toplantı sonrasında yoğun bir resim talebinde bulunuldu. Temennim o ki 21 yılda gençlerimizin birçok hayalini gerçekleştirdik. Biz geldiğimizde burs 45 liraydı şimdi 850 liradan asgari ücrete kadar burslar var. 6 milyonu aşkın genç seçmen bu seçimde hakikaten etkili olacaktır diye düşünüyorum.
AK Parti bu ülkede 85 milyon insanın tamamının hakkını, hukukunu, beklentilerini hayata geçirmiş bir partidir. Bu çerçevede kimsenin farklılığına karşı özel husumet beslememiz mümkün değildir. Ancak bizim aynı zamanda milletimizin temelini oluşturan aile yapımızı koruma, evlatlarımızın geleceğine sahip çıkma sorumluluğumuz da var. LGBT türü akımların, bireylerin kendi dünyalarında yaşadığı sapkınlıklar olmaktan çıkıp toplumsal dayatmaya dönüşmesi milli varlığımızı tehdit eder. Bu yüzden biz asla bu tür sapkın akımların meşrulaştırılmasına izin veremeyiz. AK Parti olarak ülkemizde LGBT’nin savunulmasına karşı da yaygınlaştırılmasına karşı da mücadelemizi sonuna kadar yürüteceğiz. Savunan kimse ve kuruma da müsamaha göstermeyeceğiz. Aileyi korumaya yönelik Anayasa değişikliğine dair de bir teklif verdik. Seçim sonrasında yine aynı çerçevede adımlarımızı atacağız. Birilerinin bu sapkın akımların oyuncağı haline dönüşmesini üzüntüyle takip ediyoruz. İnşallah 14 Mayıs’tan sonra bu konuda ülkemizde önemli gelişmelerin yaşandığına şahitlik edeceğiz. Şu anda Saadet Partisi’nin başındaki zat LGBT’ye yönelik herhangi bir tavır ortaya koyuyor mu? Koymuyor. LGBT, AK Parti’ye, MHP’ye, Cumhur İttifakı’na sızamaz. Millet İttifakı bunu savunuyor. Biz seçim öncesi olduğu gibi aile kurumunu tehdit eden ne varsa bunlara karşı tavrımızı sürdüreceğiz.
Kürt kardeşlerimizi terör örgütleriyle aynileştirme çabası küresel bir tezgahtır. PKK bir terör örgütüdür. Buradan Kürt kardeşlerimi tenzih ederim. Selo niçin içerde? Diyarbakır’da 51 Kürt kardeşimin ölümüne sebep olan o değil mi? Bunun hesabı sorulmayacak mı? O Kürt kardeşlerimizin hakkını aramak da bizim görevimiz. Yasin Börü’yü öldüren bu alçaklar değil mi? Benim şu anda partimde bunca Kürt kardeşim var. Benim Adalet Bakanım Kürttür. Yozgatlı diye herkes onu Kürt değil zannediyor. Biz hayatımız boyunca Kürt kardeşlerimizi PKK’dan hep ayrı tuttuk. Bölgede Kürtçe konuşuluyor muydu? Hayır. Önünü biz açtık. Bunları kimse görmüyor. Ülkemizde Kürt kardeşlerimizle ilgili bir sorun yoktur. Sorun terör örgütünün Kürt kardeşlerimizin iradesini gasp etme sorunudur. Siyasi uzantının bunu istismar etmesi sorunudur. Biz böyle bir bölücülüğe fırsat vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz.
Bay Bay Kemal’in HDP ile ortaklığı, HÜDA PAR’ın bizimle birlikte olmasıyla kıyas dahi kabul edilemez. HDP, terör örgütü PKK ile ilişkisini reddetmek şöyle dursun aradaki bağını sürekli teyit ediyor. HÜDA PAR’ın ise kendisine atfedilen terör örgütüne dair herhangi bir emare olmadığı gibi kendilerinin de çok açık reddi var. İnternetten açın HDP mitingine bakın, bir de HÜDA PAR mitingine bakın. Birinde tek bir Türk bayrağı dahi göremeyeceksiniz. Diğerinde ise sadece Türk bayrağı ve parti bayrağı göreceksiniz. Mesel bu kadar basittir.
No Comments