Sağlık Bakanlığı’nda yapılan toplantıya Sağlık-Sen adına, Genel Başkan Semih Durmuş ile Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Dural katılırken, Bakanlık adına Yönetim Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Mehmet Koca ve ilgili bürokratlar katıldı.
“Kurumlar Arası Ücret Adaletsizliği Ortadan Kaldırılmalı”
Toplantıda Sağlık-Sen heyeti, Sağlık Bakanlığı Ek Ödeme Yönetmeliği’ne ilişkin itirazlarını dile getirdi.
Sağlık-Sen adına konuşan Genel Başkan Semih Durmuş, “Ek ödeme kanununda ve yönetmeliğinde önemli düzenlemeler yapılmıştır. Yapılan bu düzenlemeler çalışanların önemli bir kesiminde memnuniyet yaratmış ancak belli hizmet sınıflarında ise beklentileri karşılamak bir yana büyük hayal kırıklığına neden olmuştur. Sağlık hizmetleri bir bütündür. Yapılacak olan düzenlemelerin bu bütünlüğü bozmaması gerekmektedir. Ancak yapılmış olan düzenlemelerin kapsayıcı olmaması ve çalışanların önemli bir kesiminin göz ardı edilmesi bozulmuş olan çalışma barışını daha da derinleştirerek sağlık hizmeti sunumunda büyük bir memnuniyetsizlik yaratmaktadır. Bu nedenle önümüzdeki günler içerisinde mutlak surette bir takım düzenlemelerin hayata geçirilmesi gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
Öncelikli olarak kurumlar arası ücret adaletsizliklerinin ortadan kaldırılması gerektiğine dikkat çeken Durmuş, “Bu bağlamda, birinci basamak sağlık kuruluşlarında çalışanların teşvik ek ödeme kapsamına alınması gerekmektedir. 112 acil sağlık hizmetlerinde görev yapan sağlık çalışanlarının ek ödemeleri ise, hastane acil servislerinde görev yapan meslektaşlarının ek ödemeleri ile eş değer hale getirilmesi gerekmektedir” diye konuştu.
“Aile Sağlığı Çalışanlarının Ücretlerinde Gerçekçi Bir İyileştirme Yapılmalı”
Aile hekimliği sisteminin sağlıkta dönüşümün en önemli ayağını oluşturduğuna vurgu yapan Durmuş, “Aile sağlığı çalışanlarına reva görülen destek ve teşvik ödemeleri, sağlık çalışanlarının alması gereken ücret düzeyinin çok altında kalmıştır. Dolayısıyla bu durum aile sağlığı çalışanlarının ciddi bir ücret kaybına neden olmaktadır. Bu da aile hekimliği sisteminden büyük bir kaçışa neden olacaktır. Bu nedenlerle aile sağlığı çalışanlarının ücretlerinde gerçekçi bir iyileştirmenin yapılması çok büyük bir önem arz etmektedir” şeklinde konuştu.
“Taşrada Görev Yapan Eczacıların Beklentileri Karşılanmalıdır”
Kamu eczacılarının sorunlarını da KİK toplantısında gündeme getiren Durmuş, “Eczacılık önemli bir meslektir ve dolayısıyla hak ettikleri değer verilmelidir. Bu bağlamda Sağlık Bakanlığı’na bağlı bir kuruluş olan TİTCK’ta çalışmakta olan eczacılara ön görülen ücretlerin taşrada görev yapan eczacılara da verilmesi hakkaniyet açısından önemlidir” dedi.
“Tavan Ek Ödeme Çıkmazına Son Verilmeli”
Genel idari hizmetler ve yardımcı hizmetler sınıfında görev yapan sağlık çalışanlarının temel ücretlerinde artış yapılması gerektiğini söyleyen Durmuş, genel idari hizmetler sınıfı ve yardımcı hizmetler sınıfı çalışanlarının sağlık teşkilatının içerisinde en az ücret alan kesimi oluşturduğuna dikkat çekti.
Durmuş devamında şu ifadeleri kullandı:
“Ek ödemelere yapılan düzenlemelerden neredeyse hiç faydalanamıyor olmaları büyük bir eksikliktir. Dolayısı ile yapılacak olan düzenlemelerde genel idari hizmetler ve yardımcı hizmetler sınıfında görev yapanların tavan ek ödeme çıkmazına mutlaka son verilmelidir.”
“Bakanlık Merkez Teşkilatı ve Taşra Teşkilatı Ücretlerinde Denge Sağlanmalıdır”
Sağlık Bakanlığı merkez teşkilatı ile bağlı kurum ve kuruluşlarda görev yapan sağlık çalışanlarının üvey evlat muamelesi gördüklerini dile getiren Durmuş, “Bakanlık merkez teşkilatında çalışanlar tüm Türkiye’ye hizmet vermekte ve belirlenen temel politikaların uygulayıcısı konumundadır. Sağlık çalışanlarının ekonomik, özlük ve sosyal haklarının uygulayıcısı olan merkez ve merkeze bağlı kuruluşlarda çalışanlar adeta cezalandırılmaktadır. Yapılan düzenlemelerde merkez ve taşra teşkilatı uyumunun bozulmamasına dikkat edilmelidir. Bakanlık merkez teşkilatında geçici görevle çalışanlar bir kısım toplu sözleşme haklarından faydalanmakta ancak kadrosu Bakanlık merkez teşkilatında olanlar faydalanamamaktadır. Düzenlemeler yapılırken çalışanlara bütüncül bir bakış açısıyla bakılmalıdır. Bir tarafı yaparken diğer tarafı yıkmak olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Bu yüzden Sağlık Bakanlığı merkez teşkilatı ve taşra teşkilatı arasında ücret dengesi sağlanmalıdır” ifadesini kullandı.
“Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Sınavlarının Takvimi Belirlenmeli”
Nisan ayında yapılan KİK Toplantısında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği sınavlarının 2023’ün ilk çeyreğinde yapılması konusunda mutabakata vardıklarını hatırlatan Durmuş, “Bu konuda hem tarihin ilan edilmesi hem de ilan edilecek olan kadroların olabilecek en üst düzeyde belirlenmesi yerinde bir karar olacaktır. İlanın bir an önce yapılması, sınava girecek olanların yeteri düzeyde çalışabilmeleri için önemli bir adım olacaktır. Ayrıca sınavda sorulan soruların mahiyeti çok önemlidir. Sınavda sorulan soruların zor olması nedeniyle ilan edilen kadro sayısından daha az aday başarılı olabilmektedir. Bu nedenle hem kamunun ihtiyacı görülememekte hem de çalışanlar kayba uğramaktadır. Sınavların amacı bilgi düzeyini tespit etmek değil atanacakların sıralamasını belirlemek olmalıdır” değerlendirmesinde bulundu.
“Promosyon Süreci Bir An Önce Tamamlanmalı”
“Üst Mahkeme Kararıyla Kadroya Geçişleri İptal Edilen 4b’lilerin Mazeret Tayinleri Bozulmasın”
Yerel mahkeme kararıyla kadroya geçirilen ancak daha sonra üst mahkeme kararıyla kadroya geçişleri iptal edilen 4b süresiz sözleşmeli çalışanların, kadroya geçtikleri süre zarfında mazerete dayalı olarak gerçekleştirdikleri iller arası tayinlerinin bozulmaması gerektiğini dile getiren Durmuş, “Aile mefhumu bizim en önemli değerimizdir. Bu durum ailelerin dağılmasına sebep olmaktadır. Bu uygulamada Bakanlık sorumluluk almaktan kaçmamalıdır. Bu durum karşısında cezalandırılan sadece eşler olmayacaktır, geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın da mağdur olacağı bilinmelidir. Meseleye bakarken bu durumların da göz önünde tutulması gerekmektedir” şeklinde konuştu.
“Sağlık Evi Projesi Hayata Geçirilmeli”
Sağlık çalışanları için Sağlık Bakanlığı’nın ‘Sağlık Evi’ projesinin hayata geçirilmesinin önemine vurgu yapan Durmuş, “Milli Eğitim Bakanlığı’ndan sonra kamu kurum ve kuruluşları içerisinde en çok çalışan nüfusu Sağlık Bakanlığındadır. Sağlık çalışanlarının çok yoğun çalışma koşullarına sahip olduğu ve aynı zamanda da kamu çalışanları içerisinde en uzun süre çalışan meslek mensupları oldukları unutulmamalıdır. Sağlık çalışanlarının şehirler arası seyahatlerde ve senelik izinlerinde tatillerini yapabilecekleri ‘Sağlık Evi’ projesi tıpkı öğretmen evleri gibi uygulamaya alınmalıdır. Bu bir sosyal hizmet olduğu gibi aynı zamanda çalışanların kurumsal aidiyetlerini güçlendirecek önemli bir hizmet olacaktır” ifadelerini kullandı.
“Sağlık Çalışanları Kamu Misafirhanelerinden İndirimli Yararlansın”
Geçici görevlendirme ile il dışına çıkan sağlık çalışanlarının konaklama nedeniyle maddi kayıplar yaşadığını ifade eden Durmuş, “Sağlık çalışanlarına verilen konaklama ücreti ile kaldığı otel veya misafirhanenin ücreti arasında oluşan fark, sağlık çalışanının cebinden çıkmaktadır. Bu durum sağlık çalışanlarının geçici görevlendirmelere olumsuz bakmalarına sebep olmaktadır. Geçici görevlendirmeler bir görev olmaktan çıkıp maddi karşılığı olan bir cezaya dönüşmüş durumdadır” dedi.
Öğretmenlerin öğretmenevlerinden yüzde 50 indirimli yararlandığını dile getiren Durmuş, önceden Sağlık Bakanlığı ile MEB arasında da benzer bir protokol olduğunu ve bu protokolün yenilenerek sağlık çalışanlarının da öğretmenevlerinden indirimli yararlanması gerektiğini dile getirdi.
“Aile Bütünlüğünün Önündeki Engeller Kaldırılmalıdır”
Sağlık Bakanlığı’nın kurumlar arası nakil kurası açmasını Bakanlık yetkililerinden talep eden Durmuş, “Eşleri mecburi atamaya tabi olan hakim, savcı, asker, polis ve sözleşmeli statüde çalışanların aile birliğinin sağlanması gerekmektedir. Bu nedenle uzun yıllardır bir birimden ayrı yaşamak zorunda kalan aileler var. Kişiler eşi işe işi arasında tercih etmeye mecbur bırakılmamalıdır. Aile bütünlüğünün sağlanabilmesi için kurumlar arası geçişin önündeki kadro sınırlaması engeli kaldırılmalıdır” dedi.
“Tıbbi Malpraktise İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Uygulamasına Son Verilsin”
Yeni Tıbbi Malpraktis Yasası ve buna bağlı olarak yayınlanan yönetmeliğe istinaden ‘Tıbbi Malpraktise İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’ uygulamasına son verilmesini teklif eden Durmuş, “Tıbbi Malpraktise ilişkin zorunlu mali sorumluluk sigortası yeniden değerlendirilmeli. Sigorta şirketlerine ödenmekte olan ücretlerin yarısının hekimler diğer yarısının ise kurumların döner sermaye bütçesinden ödenmesi uygulamasına son verilerek hem hekimlerin hem de döner sermayenin yükü hafifletilmelidir” diye konuştu.
“Gündemdeki Konular Üzerinde Çalışma Yapılacağı İfade Edildi”
KİK Toplantısı sonrası değerlendirmelerde bulunan Durmuş, şu ifadeleri kullandı:
“Kurum İdari Kurul Toplantısı’nda Bakanlık yetkilileri, tüm konuşulan başlıkların çok önemli olduğunu ve bu başlıkların bir kısmı üzerinde titiz ve kapsamlı çalışmaların yapıldığını dile getirildi. Diğer başlıklar için de çalışmaların planlamasının yapıldığını ve yapılacak olan çalışmalarda Sağlık-Sen tarafından ortaya konulan görüş ve önerilerin üzerinde özenle durulacağını ifade ettiler.
Başta ek ödemeye yönelik ortaya koyduğumuz itirazlar olmak üzere, birinci basamak sağlık hizmetleri, 112 acil sağlık hizmetleri, aile hekimliği çalışanları, merkez ve merkez teşkilatına bağlı kurum ve kuruluşlar, görevde yükselme ve unvan değişikliği, promosyon güncellemesi gibi konuların üzerinde çalışmaların yapılacağı kaydedildi. Öte yandan başta sözleşmeli statüde çalışanlar olmak üzere mazeret tayinlerinin önündeki engellerin kaldırılması, tıbbi malpraktis ve zorunlu mali sorumluluk sigortası konularında da çalışma yapılacağı bildirildi. Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretmenler için uygulamaya koyduğu öğretmen evlerinden yüzde 50 indirimli yararlanması uygulamasının, protokol yapılmak suretiyle sağlık çalışanları için de geçerli olması adına geniş ve kapsamlı çalışmalar yapılacağı ifade edildi.”
No Comments