İBB Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Buğra Gökçe, İstanbul’da olası bir depreme karşı gerçekleştirilen hazırlıklar, risk tespit çalışmaları ve riskli binalardan gerçekleştirilecek tahliyeler kapsamında İstanbullulara sunulacak yardım ve destekler hakkında bilgi verdi. İSTON’a ait Yapı Laboratuvarı’nda basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda, ‘Hızlı Tarama Yöntemi’nde kullanılan malzeme ve tekniklerin de tanıtımı yapıldı.
318 BİNA DURDUĞU YERDE ÇÖKEBİLİR DURUMDA VE 10 BİN KİŞİLİK NÜFUS YAŞIYOR
Tarama çalışmalarının 2019 yılından itibaren sürdüğünü belirten Gökçe, “Hızlı bina taraması” adı altında İstanbul Teknik Üniversitesi’nden akademisyenlerin destekleriyle birlikte yürüttüğümüz bir bilimsel analiz çalışması yapıyoruz. Bu çalışma ülkemizdeki 6306 sayılı riskli yapıların belirlenmesine ilişkin mevzuattan, bir önceki adım. Mevzuattaki riskli yapı analizimiz, eski yapının belirlenmesinden sonra altmış 60+30 günlük bir süre tanımlayarak 90 gün içerisinde yapının tahliyesine ve yıkımına ilişkin bir süreci tarif ediyor. Dolayısıyla 6306 sayılı yasa kapsamında başvuruda bulunan vatandaşlar risk durumunda evlerini boşaltmak durumunda kalacakları için çoğunlukla bu başvuruda bulunmaktan imtina ediyorlar. Bizim hızlı tarama olarak adlandırdığımız ve yaklaşık üç buçuk yıldır uyguladığımız bu yöntem bundan bir önceki adım olduğu için binayı direkt riskli yapı olarak kodlamadığından vatandaşlarımız açısından bir fikir veren, öğüt veren ve bundan sonraki aşamayı hem belediyelere hem vatandaşa yol gösteren bir haritayı önüne koyan bir içerik taşıyor.
Bu, üç buçuk yılda yaklaşık 107 bin binaya gittiğimiz bir çalışma. Yani İBB olarak 2019 yılının Temmuz-Ağustos ayından 2022 yılı sonuna kadar 107 bin binaya gitmiş vaziyetteyiz. Ne yazık ki 2022 sonuna kadar bunların 29 bin 700’üne girebilmiş vaziyetteyiz. Binaların çok büyük bir bölümü yüzde 70’ten fazlası İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, binasının depreme mukavemeti yönünde bir hızlı tarama yapmasına müsaade etmemiş vaziyette. Yüzde 30’a yakın kısmından da biz bir analiz almışız. Analizlerimize göre 318 binamız durduğu yerde çökebilir durumda. E sınıfı bile değil. bin 525 tane binamız da D ve E sınıfı olarak yüksek riskli binalar olarak kodlanmış vaziyette ve biz bunun üzerinden bir eylem planı hayata koymaya karar verdik, kira yardımı yapılması yönünde. Bu 318 yapıda 10 bine yakın nüfus yaşıyor. Artık İBB bu 318 binadan başlayarak, ikinci aşamada bu bin 525 binadan başlayarak kira yardımı verecek. Mevcut mevzuatta bu yardımlar yalnızca ev sahibine yapılmakta, kiracıya kira yardımı yapılması konusunda bir düzenleme yok. Kiracıya yalnızca tek seferlik taşınma yardımı veriyor 6306 sayılı kanun uygulama yönetmeliği, biz düzenlememizle kiracıya da yardım vereceğiz. Kiracıların da riskli binaları boşaltması kapsamında 4 bin 500 liralık yardımı uygulayacağız. Bunun riskli yapıların boşaltılması kapsamında önemli bir açılım olduğunu düşünüyoruz” dedi.
BAŞVURU SAYISI BU SABAH İTİBARİ İLE 40 BİN 379
Başvurulara dair web sitesinin deprem sonrası yaşanan yoğunlukla bir süre çöktüğünü belirten Gökçe, “Üç buçuk yılda 29 bin 700 civarında başvuruya binalarda yaşayanların kapısına gidip birebir talep edip biz ulaşabilmişken, başvuru sayısı bu sabah itibari ile 40 bin 379. Bu binalardan, binamızı hızlıca inceleyin talebini almış vaziyetteyiz ve bu sayı her dakika da artıyor. Dolayısıyla üç buçuk yılda ulaştığımız rakamdan çok daha fazlasına altı günde ulaşmış vaziyetteyiz ve bu durumunun aciliyetini, vahametini de ortaya koyan çok büyük bir öncelik taşıyor. Bizim hızlı bina analizimiz, 10 kata kadar yapılar için teknik olarak mümkün. İstanbul Teknik Üniversitesi’nin uzman akademisyenliğiyle çıkartılmış haliyle. Dolayısıyla yapı 10 katı geçtiğinde hızlı bina analizinin akredite kuruluşlar tarafından karot numunesi alınmak koşuluyla, basınçlı deneylerle laboratuvar ortamında ayrıca sonuçlandırılması gerekiyor. Bu bir teknik zorunluluktur, bundan sonra da yapamıyor olacağız çünkü teknik olarak mümkün değil. Bu zamana kadarki uygulamalarımız 99 depremi öncesi yani 2000 yılından önce inşa edilmiş binalar üzerineydi. Bugüne kadar 2000 sonrası binalarda başvuruları değerlendirmeye almadık. Ancak ülkemizin içinde bulunduğu şartlar açısından bakıldığında, en son yaşadığımız depremler bu başvuruları da almak için hazırlık yapmayı bir ödev olarak verdi, bu hazırlığı da yapıyoruz. Önümüzdeki periyotta başvuruları kiracılardan da alacağız. Bu başvuruları yine sahada apartman yönetimi ya da mal sahibiyle birlikte incelememiz lazım” dedi.
MEVZUATIMIZ BU GÜÇLENDİRMELERE İZİN VERİR DURUMDA DEĞİL
Gökçe, “Şu anda bilim kurulunda konuşulan bir mesele de güçlendirmeler. Güçlendirmeler bizim ülkemizde binanın yıkılmayacağı şekilde güçlenmesi şeklinde okunuyor. Böyle olunca; çok sayıda kolon genişlikleri; 70 cm’den, 1 metreden 2 metre’ye çıkmış durumda oluyor ve güçlendirme maliyetleri de binanın yeniden yapım maliyetlerinin yüzde 70’ine, 80’ine geleceği durumlar oluşuyor. Hem fizibilite hem kullanışlılık açısından verimli kabul edilmediğinden çoğunlukla ülkemizde bu yola gidilmiyor. Dünyada ikinci bir güçlendirme süreci de var. Bu güçlendirme şekli, yıkılmanın engellendiği bir sistem. Son depremde binaların bir bölümü bir hamburger gibi üst üste yıkılıyor, bir kısmı ise bu şekilde çökmüyor, taşıyıcı sisteminde zararlar var ama insan yaşamını riske atmayacak şekilde hasar var. Şuan mevzuatımız, bu güçlendirmelere izin verir durumda değil, bilim kurulunda bunu tartıştırıyoruz. Eğer öneri olarak bilim kurulu bu konuyu olgunlaştırılırsa başkanımız İBB’nin güçlendirmeye yönelik açılımlarını açıklayacak” dedi. İBB yetkilileri tarafından ‘Hızlı Tarama Yöntemi’ çalışmalarının devam ettiği, İstanbulluların internet üzerinden ücretsiz bir şekilde başvuru yapabileceği bilgisi de verildi.
No Comments