İstanbul Medipol Bahçelievler Hastanesi Çocuk Endokrinoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Ahu Paketçi, diyabetin çocuklarda daha sık görülmeye başladığını belirtti.
Dr. Paketçi, 14 Kasım Dünya Diyabet Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, diyabetli bir çocuğun diğer otoimmün hastalıklar için de risk altında kaldığını aktararak, “Bağışıklık sistemini tehdit eden hastalıklar olan Hashimoto tiroidit, çölyak hastalığı ve Addison hastalığı tanı anında ve izlemde ortaya çıkabilir.” ifadelerini kullandı.
Diyabet, yani şeker hastalığının, insülin hormonunun eksik olmasına bağlı olarak kan şekerinin normal seviyenin üzerinde seyretmesine bağlı olduğunu belirten Paketçi, şunları kaydetti:
“Diyabet hayat boyu süren ve her yaşta karşımıza çıkabilen bir rahatsızlık. Tip 1 Diyabet kandaki şeker miktarını düzenleyen bir hormon olan insülinin yeterince üretilememesi sonucu ortaya çıkan otoimmün bir hastalık. Pankreasta insülin üreten hücreler (beta hücreleri) bağışıklık sistemi tarafından yabancı hücre olarak algılanır ve yok edilir. Bunun sonucunda Tip 1 diyabetes mellitus tablosu ortaya çıkar. Tip 1 diyabette görülen bağışıklık sistemi saldırısına bağlı pankreas hasarının kesin nedeni bilinmiyor.
Enfeksiyonlar veya çevresel faktörler bağışıklık sistemini tetikleyerek beta hücrelerini yok edilmesine neden olabilir. Diğer taraftan genetik faktörlerde diyabet geliştirme riskine katkı sunabilir. Diyabet çocuklarda daha sık görülmeye başladı. Her hastalıkta olduğu gibi, diyabette de erken tanı büyük önem taşıyor. Tip 1 diyabet, çocuklarda en sık görülen kronik hastalıklardan. Tip 1 Diyabet tanı sıklığı 4 ila 6 yaş arasında ve ergenlik dönemindeki çocuklarda daha fazla görülür. Çocuklarda görülen diyabetin yüzde 95’inden fazlası Tip 1 diyabet olarak ortaya çıkar.”
Paketçi şöyle devam etti: “
“Erişkinlerdeki, şişmanlığa bağlı ortaya çıkan Tip 2 diyabet ise çocuklarda Tip 1 diyabete kıyasla seyrek olarak görülür. Çocuklarda Tip 1 diyabetin belirtileri, aniden ortaya çıkan sık idrara çıkma, çok su içme, aşırı yemek yeme, kilo kaybı, görme bulanıklığı, halsizliktir. Öncesinde sağlıklı, hiçbir sorunu olmayan çocuk birden çok su içmeye, çok sık idrar yapmaya, gece uykudan uyanıp tuvalete gitmeye, halsiz hissetmeye ve kilo kaybetmeye başlarsa, bu belirtiler ailelerin aklına Tip 1 diyabeti getirmeli ve hemen bir doktora başvurulmalıdır.”
– “Tip 1 diyabetli bir çocuk diğer otoimmün hastalıklar için de risk altında kalıyor”
Paketçi, Tip 1 diyabetin teşhisinin oldukça basit olduğunu belirterek, “Herhangi bir anda ölçülen kan şekerinin 200 mg/dL. üzerinde olması diyabet tanısı koymak için yeterli. Tip 1 diyabetli bir çocuk diğer otoimmün hastalıklar için de risk altında kalıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Hashimoto tiroidit, çölyak hastalığı ve Addison hastalığının tanı anında ve izlemde ortaya çıkabildiğini aktaran Paketçi şu ifadeleri kullandı:
“Tip 1 diyabet multidisipliner yaklaşım ile çocuk endokrinolojisi, diyabet eğitim hemşiresi, uzman diyetisyen ve uzman psikologdan oluşan bir ekip ile takip edilmesi gerekir. Tip 1 diyabet hastalığında insülin üreten hücreler zedelendiğinden çocuklar yaşam boyu insüline bağımlı yaşamak zorundadır, bu nedenle tedavisi ömür boyu kullanması gereken insülindir. İnsülin tedavisi 4-5 kez enjeksiyon şeklinde ya da insülin pompası yoluyla verilebilir.
İnsülin tedavisini düzenli olarak kullanan, kan şekeri ölçümlerini düzenli olarak yapan, diyetine ve egzersizine uyum sağlayan tip 1 diyabet tanılı hasta, uzun, sağlıklı ve başarılı bir yaşam sürer. Doğru yönetilen Tip 1 diyabet hastalığı ortalama yaşam süresini ve kalitesini düşürmez. Ancak kontrol altında tutulmayan yüksek kan şekeri düzeyleri gözlere, böbreklere ve sinirlere zarar verebilir. Bu nedenle uzun vadede normal kan şekeri seviyelerini korumak, tip 1 diyabetli bir hastada komplikasyon geliştirme riskini büyük ölçüde azaltır.”
No Comments