Cambridge Analytica, bir veri madenciliği şirketi olarak bilinir ve siyasi kampanyalar için seçmen davranışı analizi yapmak amacıyla toplanan verileri kullanarak, kişiselleştirilmiş reklamcılık ve pazarlama stratejileri geliştirir. Şirket, 2013 yılında İngiltere’de kuruldu ve sonrasında Amerika Birleşik Devletleri’nde de faaliyet göstermeye başladı.
2018 yılında, The Guardian ve The New York Times gazeteleri tarafından yayınlanan haberlerle birlikte, Cambridge Analytica’nın, Facebook kullanıcılarının kişisel verilerini, izinsiz bir şekilde topladığı ortaya çıktı. Bu olay, 2014 yılında yapılan bir anket uygulaması aracılığıyla gerçekleşti. Anket, kullanıcılara “Kişilik Analizi” adı verilen bir test sunuyordu ve testi tamamlayan kişilerin, kendileriyle ve arkadaşlarıyla ilgili verileri de toplanıyordu.
Bu skandal, Facebook’ta 50 milyon kullanıcının verilerinin toplanması ve kullanılmasıyla ilişkilendirildi. Ancak daha sonraki açıklamalarda bu sayının, aslında 87 milyon kullanıcıya çıktığı belirtildi. Skandalın patlak vermesinin ardından, Cambridge Analytica iflas etti ve şirketin eski CEO’su Alexander Nix, bir parlamento komitesinde yalan söylediği için suçlu bulundu. Skandal, Facebook’un kullanıcıların kişisel verilerini nasıl koruduğuna ilişkin tartışmaları da beraberinde getirdi ve şirket, kullanıcı verilerinin kötüye kullanımını önlemek için çeşitli önlemler aldı.
Skandalın patlak vermesiyle birlikte, Facebook’un hisseleri büyük bir düşüş yaşadı ve şirketin itibarı büyük ölçüde zarar gördü. Ayrıca, olay halka açık bir şekilde tartışıldı ve şirketin veri koruma politikaları ve kişisel gizlilik konusundaki tutumu eleştirildi.
Cambridge Analytica skandalı, kullanıcıların kişisel verilerinin toplanması ve kötüye kullanımı konusunda bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor ve dünya genelinde daha sıkı veri koruma yasalarının uygulanması çağrılarına neden oldu. Avrupa Birliği, Cambridge Analytica skandalından sonra Genel Veri Koruma Yönetmeliği (GDPR) adı verilen sıkı veri koruma yasasını uygulamaya koydu.
Cambridge Analytica skandalı, kişisel verilerin toplanması ve kullanımı konusunda daha fazla şeffaflık ve sıkı veri koruma yasalarının gerekliliğine dikkat çekti. Ayrıca, Facebook ve diğer sosyal medya platformları, kullanıcıların verilerinin kötüye kullanımını önlemek için daha sıkı önlemler almaya başladılar.
Cambridge Analytica skandalı aynı zamanda, sosyal medya platformlarının ve diğer internet şirketlerinin, kullanıcıların verilerini nasıl topladığını, depoladığını ve kullanacağını daha iyi açıklaması gerektiğini gösterdi. Bu olay, insanların çevrimiçi gizliliklerini daha fazla önemsemelerine ve çevrimiçi kimliklerini korumalarına yardımcı oldu.
Ayrıca, Cambridge Analytica skandalı, siyasi kampanyaların, sosyal medya platformlarını nasıl kullanarak seçmenleri hedeflediği konusunda da ciddi endişelere neden oldu. Bu skandal, internet üzerinden yapılan siyasi kampanyaların şeffaflığı ve dürüstlüğü konusundaki tartışmaları da beraberinde getirdi ve birçok ülkede siyasi kampanyaların çevrimiçi reklamcılık yasalarıyla düzenlenmesi çağrılarına neden oldu.
Sonuç olarak, Cambridge Analytica skandalı, internet şirketlerinin, kullanıcıların kişisel verilerini nasıl kullandıklarını daha iyi açıklamaları ve daha sıkı veri koruma yasalarının uygulanması gerektiğine işaret ediyor. Bu skandal, aynı zamanda, insanların çevrimiçi gizliliklerini korumak için daha fazla bilinçlenmesi gerektiğini ve internet üzerinden yapılan siyasi kampanyaların şeffaflığının artırılması gerektiğini de vurguluyor.
Facebook’un kurucusu ve yönetim kurulu başkanı Mark Zuckerberg, kullanıcı bilgilerinin izinsiz paylaşılmasıyla ilgili süreç içinde ABD Kongresi’nde ifade verdi ve özür diledi.
Şirkete tarihi bir miktar olan 5 milyar dolar ceza kesildi
Cambridge Analytica şirketi de kapatıldı.
Kılıçdaroğlu’ndan Fahrettin Altun ve ekibine ‘Cambridge Analytica’ uyarısı
No Comments