“Enerjide Türkiye Yüzyılı Zirvesi”nde konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, şunları kaydetti;
“Fiyatlardaki düşüş seyrederse mart ayı içerisinde bir indirim olabilir”
Bir diğer indirimde elektrikten geldi biliyorsunuz. Serbest piyasadaki elektrik tavan fiyatını 2021 Aralık’ta 4.800 TL/MWh’den 4.200 TL/MWh’ye indirmiştik biliyorsunuz. Geçtiğimiz hafta da yeni bir düzenlemeyle tavan fiyatını 4.200 TL’MWh’den 3650 L’MWh’ye düşürdük. Böylece serbest piyasadan elektrik alan büyük sanayi kuruluşlarımızın maliyetlerinde %15’e kadar bir düşüş olacak. Fiyatlardaki düşüş seyrederse mart ayı içerisinde bir indirim olabilir.
İnsanoğlu kimi zaman geçmişini muhasebe eder. Doğrularını, yanlışlarını masaya yatırır. Kimi zaman pişmanlıklar, kimi zaman da “iyi ki yapmışım” dediği zamanlar olur. Aslına bakarsanız devletlerin, milletlerin kaderleri de bundan çok farklı değil. Sistemler, düzenler, devletler hiçbir zaman doğru bir hat üzerinde ilerlemiyor. İnişler, çıkışlar, krizler, zirveler sürekli bir değişim halindeyiz. Böylesi bir hercümerçte bizleri güvenli limana ulaştıracak iki şey var. Bir, size gideceğiniz yolu gösterecek bir yol haritanız. İki, sizin önünüzü açacak, sizi yeni ufuklara taşıyacak bir liderin varlığı.
Hamd olsun, Türkiye bugün ikisine de sahip. Sayın Cumhurbaşkanımızın siyasi kararlılığı ve vizyonu ile Türkiye’nin kangren olan pek çok meselesi çözüme kavuştu. Türkiye, hızlı karar alabilen, dinamik ve kendini sürekli güncelleyebilen bir yapıya kavuştu.
Türkiye’yi güvenli limana taşıyacak yol haritamız da belli: Türkiye Yüzyılı. Türkiye Yüzyılı, geleceğin Türkiye’sinin vizyon belgesidir. Büyük ve Güçlü Türkiye’nin kızılelmasıdır. Çocuklarımıza, gençlerimize miras bırakacağımız müreffeh Türkiye’nin ayak sesleridir. Geçmişimize kilit vuranlara, ipotek altına alanlara inat, geleceğimizin, gelecek yüzyılımızın başarı anahtarıdır.
“Yüzyılın Enerjisi ile yeni bir sayfa açıyoruz”
Bu büyük hedeflere bizleri taşıyacak ana unsur ise enerjidir. Enerjinin büyük oranda yerli kaynaklar, yerli teknoloji ve yerli insan kaynağıyla üretimi olmazsa olmazımız. 6 yıl önce Milli Enerji ve Maden Politikamızı açıklarken güçlü bir niyet beyanında bulunmuştuk. Bugün geldiğimiz noktada açıkladığımız strateji belgesindeki pek çok hususu hayata gerçirdiğimizi görüyoruz. Şimdi ise artık Yüzyılın Enerjisi ile yeni bir sayfa açıyoruz.
Karadeniz gazı, nükleer enerji, doğal gaz depolama, LNG, FSRU tesisleri, gaz merkezi, yenilebilir enerji, nadir toprak elementleri, bor ve diğer madenlerde uç ürün üretimi gibi her bir konu aslında bugünün ya da yarının meselesi değil, gelecek 50 yılın, 100 yılın meselesi.
Nükleer enerji diyoruz mesela kullanım ömrü 60 + 20 yıl. Konvansiyonel santrallerin yanı sıra SMR’ları yani küçük ve orta ölçekli nükleer santralleri de gündemimize aldık. Arkadaşlarımız şu an yönetmelik üzerine çalışıyorlar. Tabi bu santrallerin nispeten maliyetleri daha düşük, inşa süreçleri daha hızlı. Mobilitelerinin olması tabi ki ihtiyaç duyulan yerde hızlı bir şekilde inşa edilmelerini de kolaylaştırıyor.
“Yeni keşiflerle inşallah bu süre daha da uzayacak”
Karadeniz gazı şu anki rezerviyle 30 yıllık ihtiyacımızı karşılayacak büyüklükte. Yeni keşiflerle inşallah bu süre daha da uzayacak. Doğal gaz iletim, dağıtım, depolama işleri en az 50 yıla hatta daha fazlasına tekabül ediyor. Yenilenebilir enerji hakeza her bir tesisin en az 30-35 yıllık kullanım ömrü var.
Bizler işte bu anlayıştan yola çıkarak Türkiye Yüzyılı’nın enerjisini gelecek yüzyıla taşıyacak vizyonun adına Yüzyılın Enerjisi dedik. Hani tarihimizden ilham alarak bir benzetme yapacak olursak, enerji, çınar ağacı gibidir. Kalkınmanın, üretimin sırtını yasladığı güçlü bir yapısı vardır. Kökleri en derindedir ama dallarıyla büyük bir alanı kaplar. Ömrü de oldukça uzundur. Enerji yatırımlarımızın da mantığı budur. Kısa vadeli değil uzun vadeli düşünüyoruz. Tıpkı bir çınar gibi kökleri derinde ama yapraklarıyla geleceğe uzanıyoruz. Sağlam, sarsılmaz yapısıyla Türkiye’nin büyümesini, gelişmesini, kalkınmasını sırtlıyoruz.
“Karadeniz gazının ilk fazı mart ayında devreye girecek”
Türkiye Yüzyılı, enerjide bağımsızlığın yüzyılı olacak. Bunun için bütün plan ve programlarımızı hazırladık. İşte Karadeniz gazı. İnşallah ilk fazı Mart ayında devreye girecek. Tam kapasite üretimde inşallah gaz ihtiyacımızın dörtte birini buradan karşılayacağız. Bu ne demek? Türkiye’nin gaz ithalatının dörtte bir oranda azalması demek. Bu, Türkiye’nin gaz müzakeresi yaparken elinin daha güçlü olması demek.
Gaz merkezi olma hedefine yürüyen Türkiye’nin piyasada daha fazla kaynak çeşitliliği oluşturması demek. Bu nedenle Türkiye’nin enerjide bağımsızlık hedefinin en önemli argümanlarından biri yerli gazımız. Biliyorsunuz doğal gazda dışa bağımlılık oranımız yüzde 95’lerin üzerinde. Karadeniz gazı bu yükü zaman içerisinde hafifletecek inşallah.
“Karadeniz gazı, Türk mühendisliğinin derin deniz sondajcılığında kendini kanıtladığı bir alan oldu”
Karadeniz gazında deniz tabanının 2.200 metre altına boru yerleştirme işlemlerini geçtiğimiz yıl tamamlamıştık biliyorsunuz. Çalışmaların hangi zorlu ve teknolojik ekipmanlarla yapıldığının zihinlerde canlanması için şöyle ifade etmek istiyorum. Denizin 2.200 metre altı canlı yaşamının dahi olmadığı bir alan. Oradaki bütün iş ve işlemleri uzaktan kumandalı robotlarla, yazılımlarla, gelişmiş su altı kameralarıyla yapıyoruz. Üstelik şunu da büyük bir gururla ifade etmek istiyorum. Su altı robotundan kullandığımız yazılıma kadar ekipmanların büyük bir kısmı yerli teknoloji ürünü. Karadeniz gazı, Türk mühendisliğinin derin deniz sondajcılığında kendini kanıtladığı bir alan oldu. Biliyorsunuz Karadeniz’de bunlar açtığımız ilk kuyular değil. Daha önce uluslararası şirketlerle kiralama usulüyle çalışıyorduk.
“Karadeniz’de deniz tabanına yerleştirilecek toplam 42 ünitenin 33’ünü deniz tabanına indiridik”
Şimdi ise büyük oranda kendi imkanlarımızla faaliyet gösteriyoruz. Bu da bize ne sağlıyor? Hareket kabiliyeti esnekliği sağlıyor. Daha önceki faaliyetlerimizin takvimlendirmesini şirketlerin uygunluk durumuna göre yapıyorduk. Ama şimdi öyle değil. Arkadaşlarımız verileri okuyor, işaretliyor, analiz ediyor, diyorlar ki şu bölgeye yoğunlaşacağız. Hızlı bir iş takvimi oluşturuyoruz ve o bölgede arama ya da sondajlarımıza başlıyoruz. Karadeniz gazını örnek alırsak enerji bağımsızlığımıza önce yerli ekipman, yerli teknoloji ve yerli insan kaynağıyla başladık. Bu gelişmeler beraberinde kaynak bağımsızlığını getirdi. Karadeniz’de deniz tabanına yerleştirilecek toplam 42 ünitenin 33’ünü deniz tabanına indiridik. Bu ekipmanların en önemlilerinden biri olan toplama ve dağıtım haznesi, Peçenek ve Çepni adını verdik onlara, bu ekipmanları deniz tabanına başarıyla indirdik. Derin deniz ana kordon hattını deniz tabanına döşemiştik. Ocak ayı başlarında da nihai etütlerine başladık.
Fatih, Amasra-2 kuyusunda sondaja başladı
“Fatih Sondaj Gemimiz Türkali-11 kuyusundaki sondajını tamamladı”
Denizden gelecek gazı karada işleyecek Doğal Gaz İşleme Tesisimizin inşasının da yüzde 90’ını tamamladık. Tesisin devreye alınması için gerekli fonksiyon testlerine de aşama aşama başladık. Yine ocak ayında deniz tabanındaki montaj çalışmaları tamamlanarak, orada da ilk test çalışmalarına başladık. Fatih Sondaj Gemimiz Türkali-11 kuyusundaki sondajını tamamladı. Böylece Faz-1 için gereken bütün kuyuların sondajını tamamlamış olduk. Yavuz, Türkali- 5 kuyusunda üst tamamlama, Kanuni de Türkali-10 kuyusunda yakın zamanda alt tamamlama operasyonlarını bitirecek.
Çaycuma-1 kuyusundaki keşfin ardından o bölgede de yeni sondaj çalışmalarımız olacak. Bölgeye komşu benzer yapıdaki diğer jeolojik sahalarda yapacağız bu sondajları. Oralardan da inşallah milletimize yeni müjdeler vermeyi umut ediyoruz.
“Müjdeler devam ettikçendirim olarak vatandaşlarımıza da yansıtacağız”
İnşallah bu müjdelerin devamı geldikçe ve dünyadaki fiyat oynaklığı azalmaya başladıkça bunları indirim olarak vatandaşlarımıza da yansıtacağız. Geçtiğimiz hafta sanayinin kullandığı doğal gaza yüzde 13,10; elektrik amaçlı doğal gazda da yüzde 16,67 oranında indirim yaptık. 2022 Kasım’dan bu yana sanayinin kullandığı doğal gazda toplam yüzde 24,5 ila yüzde 38 oranında bir indirim oldu. Bu durumun tabi önce üretim maliyetlerinde ve en niayetinde de enflasyonda da bir düşüşe yol açmasını bekliyoruz.
No Comments