– Aralarında Türkiye’nin de olduğu 10 ülkede yapılan araştırma, ailelerin yarısına yakınının çocuklarındaki obezitenin büyüyünce geçeceğini düşündüğünü ortaya koydu.
ABD San Diego’da 1-4 Kasım tarihlerinde gerçekleştirilen Uluslararası Obezite Haftası Konferansı’nda, obeziteye ilişkin yeni çalışmalar hakkında bilgi verildi.
Konferansta, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından kronik bir hastalık olarak tanımlanan obezitenin, tedavi edilmediğinde birçok hastalığın gelişiminden sorumlu olacağının ve yaşamı tehdit edeceğinin çok sayıda bilimsel çalışmayla ortaya konduğunun altı çizildi.
Başta diyabet ve obezite olmak üzere pek çok ciddi kronik hastalığa yönelik bilimsel araştırma-geliştirme çalışmalarına destek veren Novo Nordisk Vakfınca “Ergenlerde Obezite Algısı, Obezite Yönetimi ve Tedavisine Yönelik Uluslararası Araştırma (ACTION Teens)” isimli bilimsel araştırmanın sonuçları açıklandı.
Anket yöntemiyle yapılan ve obeziteyle yaşayan ergenler, ebeveynleri ile bu ergenleri tedavi eden sağlık hizmeti sunucularını kapsayan araştırmada, Avustralya, Kolombiya, İtalya, Meksika, Suudi Arabistan, Güney Kore, İspanya, Tayvan, İngiltere ve Türkiye yer aldı.
– “Gereken desteği alamadıklarını ortaya koydu”
Sonuçlar hakkında AA muhabirine bilgi veren, araştırmanın Global Yürütme Kurulu Üyesi Dr. Ricardo Arturo Reynoso Mendoza, katılan ergenlerin yaklaşık 4’te birinin, ailelerin ise 3’te birinin obeziteyle yaşadıklarının farkında olmadıklarının ortaya konduğunu söyledi.
Obeziteye ilişkin farkındalığın olmamasının, bununla ilgili alınması gereken önlemleri geciktirdiğini vurgulayan Mendoza, şöyle konuştu:
“Obezite ile yaşadığının farkında olan ergenlerin yüzde 37’sinin, yani 3’te birinden fazlasının ise obezite nedeniyle gelecekteki sağlık durumları hakkında çok fazla endişeli olduğu belirlendi. Araştırmada, obeziteyle yaşayan 12 yaş ve üstü ergenlerin kiloları konusunda son derece endişeli oldukları ve bunu çözme konusunda en fazla kendilerinin sorumlu olduğunu düşündükleri tespit edildi.”
Bu sonucun, obez ergenlerin fazla kilo sorununu anlama ve yönetme konusunda gereken desteği alamadıklarını ortaya koyduğunu aktaran Mendoza, “Bu durum, kendi aile üyelerinin yanı sıra toplumda birden fazla kuşağın gelecekteki sağlığını tehlikeye atıyor.” diye konuştu.
– “Mücadelenin önündeki engellerden biri”
Araştırmaya göre, ergen erkeklerin sağlıkları konusunda kızlardan anlamlı ölçüde daha az endişe duyduklarının görüldüğünü de anlatan Mendoza, “Katılımcıların yüzde 38’inin çok endişe duyduğu, yüzde 35’inin ise sağlığının mükemmel ya da çok iyi olduğuna inandığı ortaya çıktı.” dedi.
Obezitesi bulunan her 5 çocuktan 3’ünün yetişkinlikte de bununla yaşamaya devam ettiğine dikkati çeken Mendoza, araştırmaya katılan ailelerin yarıya yakınının hem kız hem erkek çocuklarındaki obezitenin büyüyünce geçeceğini düşündüğünün tespit edildiğini bildirdi.
Mendoza, “Ebeveynlerin obezite ile yaşayan çocuklarındaki bu durumun zamanla kendiliğinden geçeceğini düşünmeleri de etkili mücadelenin önündeki engellerden biri.” ifadesini kullandı.
– “Diğer kronik hastalıkların gelişimini etkiliyor”
Araştırmanın, obezitenin diğer kronik hastalıkların gelişimine de etki ettiğini gösterdiğine işaret eden Mendoza, “Araştırma, obeziteyle yaşayan ve bir sağlık çalışanı tarafından görülen ergenlerin yüzde 80’inin, doğrudan obeziteyle yaşamaktan kaynaklanan en azından bir ek hastalığı olduğunu ve dörtte birinde pre-diyabet ya da diyabet bulunduğunu gösterdi.” şeklinde konuştu.
– “Kilo konusunda sosyal medyaya başvuruyorlar”
Obez ergenlerin yüzde 62’sinin, yani yaklaşık 3’te 2’sinin kilo kaybetme konusunda bilgi almak için sosyal medyaya başvurduğu bilgisini paylaşan Mendoza, “Bir aile üyesi ya da doktorla konuşmak yerine erkeklerin YouTube ve kadınların genel olarak sosyal medyayı en önemli bilgi kaynağı olarak gördüğü belirlendi.” dedi.
Sağlık mesleği mensuplarının yüzde 87’sinin obezite konusunda herhangi bir ileri eğitim almadığının da ortaya çıktığını söyleyen Mendoza, “Doktorların yaklaşık 5’te birinin obezite ile yaşayan ergen hastalarına kilosuyla ilgili rahat konuşamadığı ve bu doktorların 3’te birinin hastalarına ya da hastaların ebeveynlerine çocukta obezite olduğunu söylemekten kaçındığı belirlendi.” bilgisini aktardı.
Mendoza, ankete katılan doktorların 4’te 3’ünden fazlasının, toplumun ve sağlık hizmetlerinin obeziteyle yaşayan ergenlerin ihtiyaçlarını karşılamada çok başarılı olmadığını düşündüğünü kaydetti.
– “Sosyal medyaya güvenmeleri trajik bir durum”
Çalışmanın Türkiye ayağının yürütme kurulunda yer alan Prof. Dr. Abdullah Bereket de “Obeziteyle yaşayan çocuklar, gerekli önlemler alınmaz ise erişkin yaşamda da obezite sorunu ile hayatına devam ediyor. Bu durum gerek Tip-2 diyabet gerekse kalp hastalıkları riskini de kat kat arttırıyor.” uyarısında bulundu.
Obez bir çocuğun erken yetişkinlik döneminde obeziteli olmayanlara oranla 3 misli daha yüksek ölüm riskiyle karşılaştığını vurgulayan Bereket, “Buna rağmen ACTION Teens sonuçları bize net bir şekilde obeziteyle yaşayan ergenlerin ihtiyaç duydukları desteği almadıklarını gösteriyor.” diye konuştu.
Bereket, katılımcıların büyük çoğunluğunun kilo yönetimi konusunda aileleriyle ya da doktorla konuşmak yerine sosyal medyaya güvenmelerinin trajik bir durum olduğu değerlendirmesinde bulunarak şöyle devam etti:
“ACTION Teens araştırması, sağlık personelinin obeziteli çocuklara sağladığı rehberliğin, eksik, hedefe yönelik olmayan ve sorunlu nitelikte olduğunu ortaya koydu. Obezite ile ilgili çeşitli konulardaki sorulara obeziteli ergenlerin, ebeveynlerin ve onlara bakan hekimlerin verdiği cevaplar arasındaki farklar ciddi bir iletişim bariyerine işaret ediyor.”
No Comments