(4) Numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin Bazı Kurallarının İptali ve Bazı Kurallarının İptal Talebinin Reddi
Anayasa Mahkemesi 9/11/2022 tarihinde E.2018/123 numaralı dosyada, (4) numaralı Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin bazı kurallarının Anayasa’ya aykırı olduklarına ve iptallerine, bazı kurallarının ise Anayasa’ya aykırı olmadıklarına ve iptal taleplerinin reddine karar vermiştir.
A. AFAD Personelinin Görev ve Yetkilerinin AFAD Tarafından Çıkarılacak Yönetmelikle Belirlenmesini Düzenleyen Kural
CBK kuralıyla, il afet ve acil durum müdürlüğü ile afet ve acil durum arama ve kurtarma birlik müdürlüğü personelinin görev ve yetkileri, görevlendirme, çalışma usul ve esasları ile bu müdürlük personeline ilişkin diğer hususların Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenmesi öngörülmektedir. Anayasa’nın 106. maddesine göre CBK’lar ile bakanlıkların kurulmasını, kaldırılmasını, görevleri ve yetkilerini, teşkilat yapısını düzenleyebilme yetkisini haiz Cumhurbaşkanı’nın, bakanlıklara bağlı kurum ve kuruluşların da kurulması, kaldırılması, görevleri ve yetkileri ile teşkilat yapısını CBK ile düzenleyebileceğini anayasanın sistematiği gereği ve evleviyetle kabul etmek gerekir. Ancak CBK’ya bırakılan bu düzenleme yetkisinin başka bir idari organ tarafından kullanılması mümkün değildir. Bununla birlikte yürütme organının yetkili olduğu konuya ilişkin CBK’da her türlü ayrıntıyı düzenlemesi de gerekmez. CBK ile konuya ilişkin temel kurallar belirlendikten ve genel çerçeve çizildikten sonra bu çerçevenin içinde kalan hususları belirleme yetkisinin ilgili idareye bırakılması mümkündür.
Dava konusu kuralın yer aldığı CBK’nın AFAD’ın kuruluşu, teşkilatı, görev ve yetkilerine ilişkin hususları düzenleyen İkinci Bölümü’nde yer alan kurallar incelendiğinde personelin görev ve yetkileri, görevlendirilmesi, çalışma usul ve esasları ile personele ilişkin diğer hususlar konusunda düzenleme yapmadığı görülmüştür. Bu itibarla konuya ilişkin genel çerçeve ve temel kurallar CBK ile belirlenmeksizin dava konusu kuralla düzenleme yetkisinin yönetmeliğe bırakıldığı anlaşılmıştır. Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralın içerik yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.
B. Yurt Dışı Teşkilatında Görevlendirilecek Personelin Haiz Olması Gereken Nitelikleri Düzenleyen Kural
CBK’nın 63. maddesinin dava konusu (2) numaralı fıkrasında yurt dışı teşkilatında görevlendirileceklerin halen Avrupa Birliği işleri uzmanı veya daha üst kadrolarda çalışıyor olmaları gerektiği düzenlenmiştir. Anayasa’nın 128. maddesinin ikinci fıkrasında memurların ve diğer kamu görevlilerinin niteliklerinin, atanmalarının, görev ve yetkilerinin, hak ve yükümlülüklerinin, aylık ve ödenekleri ile diğer özlük işlerinin kanunla düzenleneceği öngörülmek suretiyle memurlar ve diğer kamu görevlileri özlük hakları bakımından anayasal güvenceye kavuşturulmuştur. Dava konusu kural, yurt dışı teşkilatına atanma için personelin haiz olması gereken nitelikleri düzenlemektedir. Bu itibarla kural, Anayasa’nın 128. maddesi gereğince münhasıran kanunla düzenlenmesi gereken bir konuyu düzenlemektedir. Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralın konu bakımından ve yetki yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.
C. İdareye Her Türlü Bilgi, Veri ve İstatistiği Toplama Yetki ve Görevini Veren Kural
Dava konusu kuralla Uygulama ve Veri Yönetimi Daire Başkanlığına vergiye gönüllü uyumu artırmak, vergi kayıp ve kaçağı ile mücadele etmek ve tahsilatta etkinliği artırmak amacıyla mükellefiyet, vergilendirme ve vergiye uyum düzeyine ilişkin yapılacak çalışmalar için her türlü bilgi, veri ve istatistiği toplama yetki ve görevi verildiği görülmektedir. Bu kapsamda toplanacak bilgi ve verilerin vergi mükelleflerinin kişisel nitelikteki verilerini de kapsayacağı açıktır. Anayasa’nın 20. maddesinde düzenlenen kişisel verilerin korunması hakkına ilişkin olarak CBK ile düzenleme yapılması mümkün değildir. Bu itibarla kural, kişisel verilere ilişkin bir düzenleme niteliğinde olup CBK ile düzenlenemeyecek yasak alan içinde kalmaktadır. Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralın Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.
Ç. Cumhurbaşkanı’nın Açıklama ve Faaliyetlerinin Yayımlanmasına İlişkin Kural
a. Konu Bakımından Yetki Yönünden
Cumhurbaşkanlığı bildirilerinin yayımlanmasına ilişkin usul ve esasları belirleyen kurallar TRT’yi bu yayını yapmakla yükümlü kılmaktadır. Bu yönüyle TRT’nin Cumhurbaşkanlığı bildirilerini yayımlama görevi düzenlenmektedir. TRT, CBK’nın 533. maddesinin (1) numaralı fıkrasıyla kamu tüzel kişisi olarak kurulmuştur. CBK ile kurulan bu Kurumun görev ve yetkileriyle ilgili düzenlemelerin de CBK ile yapılması mümkündür. Bu itibarla kuralın münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen bir konuya ilişkin olmadığı anlaşılmıştır. 2954 sayılı Kanun’un 20. maddesinde Cumhurbaşkanı’nın açıklama ve faaliyetlerinin yayımlanması, bunların haber değeri ve niteliği taşıması şartına bağlanmıştır. Anılan hüküm bu yönüyle dava konusu kuraldan farklı olarak Cumhurbaşkanı’nın açıklama ve faaliyetlerinin yayımlanmasına ilişkin düzenleme öngörmektedir. Dava konusu kural ise idari bir yapı olarak Cumhurbaşkanlığı teşkilatının resmi nitelikteki bildirilerinin yayımlanması yükümüne ve bu bildirilerin taşıması gereken niteliklere ilişkindir. Bu itibarla anılan Kanun hükmünün dava konusu kuralla aynı alanda hüküm ifade etmediği, başka bir deyişle açıkça aynı konuyu düzenlemediği görülmüştür. Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralın konu bakımından yetki yönünden Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddedilmesine karar vermiştir.
b. İçerik Yönünden
Cumhurbaşkanlığı bildirileri yetkililerin imzasını taşıması gereken resmi belge niteliğindedir. Bu itibarla belge kapsamının, dolayısıyla bildirinin içeriğinin belgeyi düzenleyen olarak Cumhurbaşkanlığı tarafından belirlenmesi gerekeceği açıktır. Yayın sıklığı ve yayın süresi konusunda ise dava konusu kuralla herhangi bir düzenleme öngörülmemiş, böylelikle bu hususlarda karar verme yetkisi özerk bir kurum olan TRT’ye bırakılmıştır. İdari bir teşkilat olarak Cumhurbaşkanlığı bildirilerinin yayımlanmasını öngören ve yayın için bildirinin taşıması gereken şartları belirleyen kuralın TRT’nin tarafsızlığını öngören anayasal hükme aykırı bir yönü bulunmamaktadır. Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralın içerik yönünden Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddedilmesine karar vermiştir.
D. Kamu Görevlilerinin Hak ve Yükümlülükleri ile Özlük Haklarının Belirlenmesini Periyodik Performans Değerlendirmesine Bağlayan Kural
Sözleşmeli olarak çalıştırılan personelin yıllık periyotlarda performans değerlendirmesine tabi tutulmasını ve bu değerlendirme sonucuna göre sözleşmelerinin uzatılıp uzatılmamasını veya sözleşme bitiş süresinden önce feshine karar verileceğini belirten dava konusu kural çalışma ve sözleşme hürriyetine yönelik sınırlama öngörmektedir. Bu durumda kuralla Anayasa’nın 13. maddesi uyarınca münhasıran kanunla yapılması gereken temel hak ve özgürlüklerin sınırlanması hususuna ilişkin bir düzenleme getirilmiştir. Bu itibarla kuralda Anayasa’nın 13. maddesi bağlamında 104. maddesinin on yedinci fıkrasının üçüncü cümlesine aykırı şekilde düzenleme yapıldığı anlaşılmıştır. Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralın konu bakımından yetki yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.
E. Cumhurbaşkanı’nın Genelkurmay Başkanından, Kuvvet Komutanlarından ve Bağlılarından Doğrudan Bilgi Almasına, Bunlara Emir Vermesine ve Bu Emrin Yerine Getirilmesine İlişkin Kural
a. Konu Bakımından Yetki Yönünden
Dava konusu kural Genelkurmay Başkanlığı ile Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlıklarının milli savunma bakanına bağlı olduğunu belirtmektedir. Söz konusu CBK’nın Milli Savunma Bakanlığının görev ve yetkilerini düzenleyen 336. maddesinin (b) bendinde ise Milli Savunma Bakanlığının Silahlı Kuvvetlerin faaliyet ve hizmetlerinin Cumhurbaşkanınca kararlaştırılacak savunma politikası çerçevesinde, Genelkurmay Başkanlığı tarafından tespit olunan ve milli savunma bakanı tarafından onaylanan ilkeye, önceliğe ve ana programlarına göre yürüteceği belirtilmiştir. Buna göre kuralla Cumhurbaşkanı’nın savunma politikasının belirlenmesine ve gerekli tedbirleri almasına ilişkin görev ve yetkisi kapsamında olan hususlar düzenlenmekte olup Anayasa’nın 106. maddesi çerçevesinde CBK ile düzenlenmesi özel olarak öngörülen konu kapsamında kalmaktadır. Kural, Anayasa’nın 104. maddesi kapsamında yürütme yetkisine ilişkin bir konuyu düzenlemekte ve CBK ile düzenlenemeyecek olan hak ve ödevlere ilişkin bir düzenleme içermemektedir. Bu bağlamda Anayasa’nın CBK’lar tarafından düzenleneceğini özel olarak öngördüğü konularda düzenleme yaptığı anlaşılan kuralın Anayasa’nın 104. maddesine aykırı bir yönü bulunmamaktadır.
Öte yandan Cumhurbaşkanı’nın genelkurmay başkanından, kuvvet komutanlarından ve bağlılarından doğrudan bilgi almasına, bunlara emir vermesine ve bu emrin yerine getirilmesine ilişkin olarak yürürlükte olan herhangi bir kanuni düzenleme saptanmamıştır. Bu itibarla kural, kanunda açıkça düzenlenen konulara ilişkin değildir. Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralın konu bakımından yetki yönünden Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine karar vermiştir.
b. İçerik Yönünden
Anayasa’nın 104. ve 117. maddelerindeki kurallar değerlendirildiğinde Cumhurbaşkanı’na Başkomutanlığı temsil yetkisinin tanındığı anlaşılmaktadır. Anayasa’da başkomutanlığı temsil yetkisi ve görevi ile başkomutan olarak Silahlı Kuvvetlerin komutanlığı yetkisi ve görevi arasında ayrım yapıldığı görülmektedir. Dava konusu kuralla barış ve savaş hali arasında ayrım yapılmaksızın Cumhurbaşkanı’nın bilgi alma ve emir verme yetkisi ile emri alanın bu emre itaat yükümlüğü düzenlenmektedir. Anayasa’da savaş halinde başkomutanlık görevlerinin Cumhurbaşkanı namına genelkurmay başkanı tarafından yerine getirileceğinin düzenlenmiş olması, dava konusu kuralla Cumhurbaşkanı bakımından öngörülen yetki ve yükümlülüklerin savaş halinde genelkurmay başkanı için geçerli olacağına işaret etmektedir. Başka bir ifadeyle savaş halinde başkomutanlık görevlerini Cumhurbaşkanı namına yerine getirme görevi Anayasa uyarınca genelkurmay başkanına geçtiğinden dava konusu kuralla Cumhurbaşkanı bakımından öngörülen görev ve yükümlülüklerin de genelkurmay başkanı bakımından hüküm ifade edeceği anlaşılmaktadır. Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralın içerik yönünden Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine karar vermiştir.
No Comments