Kamuoyunda daha çok Dezenformasyon Yasası olarak ifade edilse de resmi kaynak olarak 7418 sayılı Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun diye geçer. 14.10.2022 tarihinde TBMM’de kabul edilen kanun, 18.10.2022 tarihli, 31987 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
-Kanun hakkında genel olarak ne söyleyebiliriz?
Kamuoyunun da yakından tartıştığı yasa, gerek kişi ile kurumlar ve gerekse de basın yayın, internet sosyal medya alanında uğraş veren kurum veya görevlileri yakından ilgilendiren hükümleri içeriyor. Bizim yasanın lehinde ya da aleyhinde bir yorum yapmamız doğru olmayabilir. Biz yasanın içeriğini vermeye çalışırsak mesele zaten anlaşılabilecektir. Başka bir deyişle, yasa içeriği olduğu gibi açıklandığında konu anlaşılabilecek ve ne olduğu veya ne olmadığı konusundaki belirsizliklerin giderilebilmesine katkı sağlanabilecektir.
-Bu kanun sadece basın yayın, internet-sosyal medya ile ilgili değişiklikleri mi getirmiştir?
Aksine birçok yasada değişiklik veya ilaveler yapılmıştır. Kamuoyunda daha çok basın ve internet ile ilgili hükümler ve “yalan haber” diye tabir edilen TCK’ya eklenen “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” ya ilişkin 217/A. madde tartışılıyor. Bu konular arasında fazla yer almasa da bunların yanında kanunda önemli yeni hükümler ile değişiklikler getirilmiştir. Dezenformasyon Yasası olarak tabir edilen düzenleme 24 ayrı kanunda ya değişiklik ya da ilave hükümler getirmiştir. Bunlar büyük ölçüde basın yayın, internet-sosyal medya alanındaki yeni düzenlemenin sonucu ve uyumu mahiyetindedir.
Bu kanunları şöyle sıralamak mümkündür:
5187 sayılı Basın Kanunu, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu, 195 sayılı Basın-İlan Kurumu Teşkiline Dair Kanun, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu, 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun, 1700 sayılı Dahiliye Memurları Kanunu, 7201 sayılı Tebligat Kanunu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu, 3011 sayılı Resmi Gazete’de Yayımlanacak Olan Yönetmelikler Hakkında Kanun, 3402 sayılı Kadastro Kanunu, 4706 sayılı Hazine’ye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanunu’nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, 7223 sayılı Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu.
VATANDAŞIN HAKKINI ARARKEN KARŞILAŞTIĞI SIKINTILAR
– Basın yayın, internet alanlarında bundan önceki yasal düzenleme genel olarak nasıldı? Gerek basın yayın gerekse de vatandaş açısından uygulamada görülen sıkıntılar var mıydı?
Gündelik hayatta haberler veya yayınlar hem gazete-dergi ve radyo-televizyon hem de internet-sosyal medya üzerinden kamuoyuna yansıyor. Başka bir deyişle, ortada bir haber veya yayın var ama yasal hükümleri birbirinden farklı iletişim araçlarında yer aldığında ve haklarının ihlal edildiğini öne süren vatandaş veya kurumlar tarafından talep-şikayet konusu yapıldığında ilginç bir sonuçla karşılaşırız. Bunu şöyle örnekleyebiliriz:
Gazete veya dergi gibi basılı eserdeki bir yayın ise 09.06.2004 tarihli, 5187 sayılı Basın Kanunu’na tabidir. Radyo veya televizyon yayını ise ki genelde öyle oluyor, duruma göre eğer, resmi yayın organı TRT aracılığıyla yapılmış ise 11.11.1983 tarihli, 2954 sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon Kanunu’na, eğer özel radyo-televizyon vasıtasıyla gerçekleşmişse 15.2.2011 tarihli, 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkındaki Kanun’a tabi olacaktır. Dolayısıyla, benzer konulardaki yasalarda yer almasına rağmen iki farklı yasal düzenlemeyi içermeleri nedeniyle yayını yapanın TRT veya özel radyo-televizyon olmasına göre kanuni sonuçları da değişebilmektedir.
Sadece veya aynı zamanda internet-sosyal medya ortamında yapılan bir yayın ise ki çoğunlukla artık böyle oluyor: Bu da 04.05.2007 tarihli, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkındaki Kanun hükümlerine tabi olacaktır. Eğer yayın, internet sosyal medyada fikir ve sanat eseri hakkını ihlal etmiş ise 13.12.1951 tarihli (04.05.2007 tarihli değişiklikle), 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na tabidir.
Görüldüğü gibi ortada aynı habercinin (gazetecinin), aynı tarihli ve aynı konudaki aynı yayını söz konusu olduğu halde içerik, usul ve sonuçları itibarıyla birbirinden farklı yasal düzenlemeler karşımıza çıkıyor. Örneğin, habere konu kişi veya kurum, bu nedenle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia ederse, başka bir deyişle yayına karşı cevap ve düzeltme (tekzip) hakkını kullanmak isterse yayın türüne göre farklı yasal yollara başvurması gerekecektir. Haber, gazete veya dergide mi, televizyon ya da radyoda mı, internet-sosyal medyada mı yer almıştır? Belirtilen yasaların bu yöndeki ana çerçevesi Anayasa’nın 32. maddesi olmasına rağmen tabi olunan yasaya göre bir ayrım yapılması gerekir. Yasalarının farklı olması nedeniyle şu yönlerden zorunlu olarak farklılıklar da ortaya çıkıyor: Hangi yayınlara karşı, kimler, hangi süre içerisinde, nereye, nasıl başvurabileceği gibi hususlarda farklılıkların yanında yasal itirazlar, karar mercii, taleplerinin içeriği ile diğer esas ve usulleri de farklılık oluşturuyor. Bu da gerek haberciler yönünden gerekse de habere konu kişiler yönünden, uygulamada daha hızlı ve etkinlik ile tarafları koruma gibi açılardan farklı esaslı sonuçları doğuruyor.
İNTERNET HABER SİTELERİ DE SÜRELİ YAYIN SAYILACAK
-Bu karmaşık duruma Dezenformasyon Yasası’nın olumlu etkisi olacak mı?
-Sosyal medya yayınlarına karşı, vatandaşların haklarının daha çok korunması sağlanmış mıdır? Mevcut duruma göre vatandaş açısından kolaylaştırılmış bir durum var mıdır?
Öncelikle vatandaş veya ilgili kurumlar, artık gazete, televizyon yayınlarında olduğu gibi kendileriyle ilgili gerçek olmadığını düşündükleri internet haber sitelerine karşı tekzip verebilirler. Bu yolla kendilerini kamuoyuna ve yayına karşı izah etme imkanları olabilecektir. İçeriğin çıkarılması ve/veya engellenmesini isteme hakkı ayrıca duruyor. Yine hakimliklerce verilen kararların yasadaki 4 saatlik sürede uygulanabilmesi için uygulamadaki aksaklıklardan biri olan teknik altyapı kurulması ve/veya bunun iyileştirilmesi, elektronik ortamda tebligat yapılması, vatandaşın da internet haber siteleriyle ilgili bilgileri ana ekranda görebilmesi ve elektronik ortamda bunlara ulaşabilmesi, talebini elektronik ortamda yapabilmesi yönlerinden düzenlemeler getirilmiştir.
TAZMİNAT TALEBİ VE TEKZİBİN 24 SAAT İÇERİSİNDE YAYINI
-Vatandaş lehine getirilen düzenlemelere örnek verebilir misiniz?
Vatandaş veya habere konu edilen kurumlar yönünden önemli haklar getirilmiştir:
Kullanıcılar, internet haber sitesinin faaliyet gösterdiği iş yeri adresi, ticari unvanı, elektronik posta adresi, iletişim telefonu ve elektronik tebligat adresi ile yer sağlayıcısının adı ve adreslerine ilgili internet ortamında ve ana sayfada doğrudan ulaşabileceklerdir. Bu bilgiler, iletişim başlığı altında bulundurulacaktır. Bu durum, taleplerin daha kısa sürede ve etkili olarak elektronik ortamda iletilmesini sağlayacak ve kullanıcılara muhatabı bilme yönünden güven verebilecektir.
Bunun yanı sıra, kullanıcılar, internet haber sitesindeki bir içeriğin ilk kez sunulmaya başlandığı tarih ile sonraki güncelleme tarihlerini her erişildiğinde değişmeyecek şekilde içeriğin üzerinde görebileceklerdir. Bununla ileride lehte veya aleyhte sonuç doğurma ihtimali olan bazı içeriklerin tek taraflı bir şekilde kaybedilmesinin (silinmesinin) önüne geçilmek istenmiştir.
Kullanıcılar, internet haber sitesi yönünden de genel esasalar saklı olmak üzere Basın Kanunu’nda sayılan eylemlere aykırılık halinde hukuki (tazminat) talep edebilecek, cezai sorumluluk nedeniyle şikayet edebileceklerdir. Daha önceki talep veya şikayetlerde karşılaşılan sorumluların tespitindeki zorluklar büyük ölçüde, artık olmayacaktır. Çünkü bu bilgiler cumhuriyet başsavcılıklarına verilecek beyannamede gösterilecek ve aleni olarak, yani isteyen herkesin görebileceği şekilde kayıt edilecektir.
Bunlara ek olarak, kişi veya kurumların varsa düzeltme ve cevap (tekzip) talepleri internet ortamında da karşılanacaktır. Tekzip taleplerinin, hiçbir düzeltme ve ekleme yapılmaksızın, yazının alındığı tarihten itibaren en geç bir gün içinde, ilgili yayının yer aldığı sayfa ve sütunlarda, URL bağlantısı sağlanmak suretiyle, aynı puntolarla ve aynı şekilde yayımlanması zorundadır. Yayın hakkında verilen erişimin engellenmesi ve/veya içeriğin çıkarılması kararının uygulanması ya da internet haber sitesi tarafından içeriğin kendiliğinden çıkarılması durumunda, tekzip metni ilgili sitede ilk yirmi dört saat, ana sayfada olmak üzere bir hafta süreyle yayımlanacaktır. Tekzibin yayınlanmaması ve ilgilinin talebi üzerine sulh ceza hakimliğince verilen düzeltme ve cevabın yayımlanmaması halinde bu durum suç olacağı için şikayet edilebilir.
* ‘Haberlere Karşı Yasal Haklar’, ‘Türkiye’de İnternet – Sosyal Medya Hukuku’, ‘Basılı, Görsel ve Sosyal Medyada Düzeltme ve Cevap’ ile ‘Spor, Basın, Yayın, İnternet. Karar-Talep-Yazışma Örnekleri’ kitaplarının yazarı.
Asım Ekren* / Cumhuriyet Savcısı
No Comments