İsyerinde psikolojik tacizle mücadele öncelikle işverenin sorumluluğunda olup işverenler çalışanların tacize maruz kalmamaları için gerekli bütün önlemleri almalarını dile getiren Memiş sözlerini şöyle devam etti: Tüm sektörler arasında en fazla mobbinge maruz kalan çalışanların sağlık sektöründen ve özellikle kadınlardan olduğu görülmektedir. Kadın sağlık çalışanlarının yalnızca amirlerinden değil, sıklıkla kendi meslektaşların da zorbalığa maruz kaldığı anlaşılmaktadır. Bu bağlamda öncelikle sağlık çalışanlarının iş barışının sağlanması, mutlu ve huzurlu çalışma ortamları için ilgili tüm kesimlerin sorumluluğu ortaya çıkmaktadır. Nitekim; 19/03/2011 tarih ve 27879 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2011/2 sayılı Başbakanlık Genelgesi ile işyerlerinde psikolojik tacizin (mobbing) önlenmesine dair önlemler sıralanmıştır. Bu doğrultuda, çalışanların psikolojik tacizden korunması amacıyla aşağıdaki tedbirlerin alinması uygun görülmüştür.
1. İşyerinde psikolojik tacizle mücadele öncelikle işverenin sorumluluğunda olup işverenler çalışanların tacize maruz kalmamaları için gerekli bütün önlemleri alacaktır.
2. Bütün çalışanlar psikolojik taciz olarak değerlendirilebilecek her türlü eylem ve davranışlardan uzak duracaklardır.
3. Toplu iş sözleşmelerine işyerinde psikolojik taciz vakalarının yaşanmaması için önleyici nitelikte hükümler konulmasına özen gösterilecektir.
Görüldüğü gibi aynı zamanda bir hükümet politikası olan “Mobbingle Mücadele”çalışmalarına bizler de YENİ SENDİKA olarak “Mobbingle Mücadele Destek Hatti” ile katkı sağlamayı bir sorumluluk alanı olarak görmekteyiz.
“Mobbingle Mücadele Destek Hattı” ile aynı zamanda aslında herşeyin mobbing olmadığını ifade etmenin yanı sıra, mobbing kavramının çalışanlar tarafındanda kolayca tüketilebilen ve içi boşaltılabilen bir kavram olduğunu anlatmaya çalışacağız. Yapılacak uzman görüşmeleri ile gerçekten de mobbinge maruz kalan mağdurların doğru şekilde tespit edilebilmesini sağlayacağız.
Çalışanların sorunlarına çözüm üretme anlayışında olan “Mobbingle Mücadele Destek Hattı” kuracaklarını ifade eden Memiş, “Mobbingle Mücadele Destek Hatti” kapsamında 0 551 09 49 911 no’lu WhatsApp uygulaması üzerinden anlık iletilerle Türkiye’nin her yerinden bize anında ulaşılabilmesi mümkün olacaktır. Bunun yanında asıl yenisendika.org internet sitemiz üzerinden özel bir modül oluşturduk. Bu modülde, mobbinge maruz kaldığını düşünen mağdurların kendilerini ayrıntılı şekilde ifade edebilmelerine ve bu sayede başvuruda bulunabilmelerine olanak sağlıyoruz. Uzmanlar tarafidnan yapılan incelmenin ardından başvurunun değerlendirilmesi sonucunda gerekirse idari veya hukuki başvurular yapılacaktır. Süreç bizzat bizim yetkili organlarımız ve avukatlarımız tarafından da takip edilecektir.” dedi.
İmzalanan protokolde MEYAD Mobbing Eğitim Yardım Araştırma Derneği Genel Başkanı İsmail Akgün şu açıklamalarda bulundu:
Biz dernek olarak insanı en kıymetli varlık olarak görüyoruz dolasıyla insan incitilmemesi gerekiyor. Bu nokta çalışmalarımızı yürütüyoruz. Burada özellikle çalışma hayatının olmazsa olmazı sendikaların başat rol aldığını, etkin işbirliği, insana yaraşır bir ortamda daha iyi kurabileceğimizi düşünüyoruz ki bu nedenle birlikte mobbingle mücadele edeceğiz. Mobbing deyince akla ilk gelen kavga dövüş vs. geliyor. Bizim amacımız şu değil; iş yerlerinde kamu veya özel sektör fark etmez, bizim amcamız bir iş yerinde çatışmayı olusturmak değildir. Bilakis biz insanları huzurlu ve güvenli ortamda çalışmasını, daha çok verim alabilmesini, bu ülke için daha kaliteli hizmetler üretebileceği ortamlar arzu ediyoruz. Biz bunun için çaba harcıyoruz. Genel başkanın ifade ettiği gibi Liyakat, Ehliyet, Emanet, Adalet kavramları bizim temel düsturlarımızdır. BU ülkenin kaybedeceği ilk ferdi bile yoktur. Gün 24 saat bu 24 saatin yaklaşık 8 saati iş yerlerinde geçiyor geliş ve gidişler hesaplandığında günün yarısı iş yerlerinde geçiyor. Kişinin hayatında bu değerli saatlerinin geçtiği yerleri daha güvenli ve huzurla hale getirmemiz gerekiyor.
“Uluslararası Çalışma Örgütünden önce kendi yasal düzenlememiz çıkartmalıyız.”
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) 190 No’lu Şiddet ve Tacizle mücadele sözleşmesi bulunmaktadır. Ülkemiz henüz bu sözleşmeye taraf olmadığını vurgulayan Akgün sözlerini şöyle devam ettirdi: Buna taraf olmalıdır ama kişisel olarak söylüyorum; Uluslararası Çalışma Örgütünden önce kendi yasal düzenlememiz çıkartmalıyız. Biz insanımızı özel sektör veya kamu, kadın yada erkek ayrımı yapmadan inşalarımızı koruyacak kollayacak adaletle onları savunacak, güvenlerini sarsılmasını engelleyecek yöntemler bulmalıyız. 19 Mart 2011 tarihinde iş yerlerinde psikolojik tacizin önlenmesi genelgesi dönemin Başbakanı ve şimdiki Cumhurbaşkanımız tarafından bir günde hemen imzalanmıştır. Lakin 2011 yılından bugüne çok zaman geçti. Bunu güncellenmesi gerekiyor, daha aktif hale getirilmesi gerekiyor.
Geldiğimiz nokta Mobbingle mücadele eylem planları, genelge ve hatta yasa düzenlemelerin olması gerekiyor. Bu konuda da tüm çalışanlar mutlak surette Oryantasyon eğitimleri tutulması ve bu eğitimlerin zorunlu tutulması gerekiyor. Biz sorunlarımız cezalandırma yöntemleriyle değil eğitim yöntemiyle çözebileceğimize inanıyoruz. İnsanlar kime zaman Mobbingi magazinleştiriyorlar, her şeyde mobbing demeye başlıyor. Amir ise bu konuda ben çalışanlarıma emredemiyecekmiyim şimdi demeye başlıyor. Veya verdiğim bir talimatın hesabını soramayacakmışım diyor. Tabiki sorabilir. Tabiki verdiği emirleri onun görev tanımına uygun ise verdiği emirler mobbing olarak değerlendirilemez. Lakin bu noktada söyleme şeklimizde önemlidir. Emir verirken kişilik haklarına zarar veriyorsak, onu aşağılayacak cümleler kullanıyorsak, ötekileştirme cümleleri kullanıyorsak bu mobbing davranış olur. Tamda bu noktada yasal düzenlemelerle bu sorun oluştuğunda konuya kesin bir çözüm oluşturmamız gerekiyor. Bu konuda daha aktif somut adımlar atmamız gerekiyor. Barolar birliğinde yaptığımı açıklamada; İnsanların yaşama sevincini elinde alanların TCK da yargılanması gerektiğini dile getirdim, çünkü siz kişinin canına kastetmiş oluyorsunuz konuya ilişkin bir sürü intihar cinayet vakası bulunmaktadır. Bunan sebep olan insanların TCK da yargılanması gerekiyor.
Biz bu konuda hem bilgimizle hem de çalışmışlarımızla bu işbirliğini destekler ve önemli görüyoruz.
No Comments