Koridordan merkez ülkeye

Haberler May 04, 2023 No Comments

Uzun yıllardır cari açığın en büyük sebebi olarak Türkiye’nin enerji faturası gösteriliyor. Yüzde 90’ın üzerinde seyreden ithalat yükü sebebiyle her yıl milyarlarca dolar yurt dışına aktı. Türkiye’nin yıllık toplam ithalatının yaklaşık dörtte birini enerji ithalatı oluşturuyor. Bu dörtte birlik ithalat oranı ise, enerji ihtiyacının dörtte üçüne karşılık geliyor. Bu ithalat oranı her geçen yıl düşüş gösteriyor. Enerjide dışa bağımlılığını kırmak için uzun yıllardır mücadele veren Türkiye, artık meyvelerini almaya başladı. Hem karada hem de denizde başlatılan çalışmalar, sonucunda sağlanan doğal gaz ve petrol keşifleri, nükleer enerji atılımı ve yenilenebilir enerji yatırımları sayesinde iç piyasada sağlanan kaynak çeşitliliği, Türkiye’nin gelecek yüzyılını şimdiden ısıtmaya başladı.

20 YILDA DEV ADIMLAR ATTIK

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, kısa süre önce yaptığı açıklamada doğal gaz dağıtım merkezi projesi çerçevesindeki ticari işlemlere gelecek yıl başlanmasının planlandığını belirtmişti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise, “Türkiye’de gaz merkezi kurulacak. Türkiye’de kurulacak gaz merkezi ile ticaret artacak. Gazımızın 3. ülkelere yönelimi konusunda iş birliği konusunda karar verdik. Talebi olan yabancı ülkelere piyasa şartlarına satacak” ifadelerini kullanmıştı. Küresel enerji merkezine dönüşecek olan Türkiye’nin son 20 yılda attığı adımlar, oyunun kurallarını değiştirdi. Öyle ki küresel enerji krizi ortamında dahi sürdürülen yatırımlar sayesinde Türkiye, krizden en az etkilenen ülkeler arasında yer aldı. Enerji koridorunu organize eden Türkiye, attığı adımlarla krizin en önemli çözüm ortağı haline geldi. Peki Türkiye son 20 yıldaki dönüşümü nasıl başardı?

İSTİKRAR UZUN VADELİ YATIRIMLARI GETİRDİ

Türkiye’de uzun yıllar istikrarlı bir yönetim olmaması sebebiyle uzun vadeli bir enerji planlaması uygulanamadı. Yıldan yıla enerji faturası hızla artarken, bu bağımlılığı kırmak için hiçbir somut adım atılamadı. AK Parti iktidarıyla birlikte, uluslararası nitelikte birçok boru hattı projesiyle öncelikle enerji tüketimi garantiye alındı. Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP), TürkAkım ve MaviAkım, İran-Türkiye Doğal Gaz Ana İletim Hattı, Bakü-Tiflis-Erzurum Doğalgaz Boru Hattı (BTE) ve Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı (BTC) gibi projelerle Türkiye, enerji koridoru haline geldi. Bu sayede tüketim ihtiyacının artması halinde ya da yaşanacak olumsuzluklara karşı kaynak çeşitliliği oluştu.

YEŞİL ENERJİ DEVRİMİ

Enerji altyapısına uzun yıllardır önemli yatırım yapan Türkiye, elektrikte kurulu gücünü 104 bin megavatın üzerine taşıdı. 1993 yılında 20 bin 335 megavat olan Türkiye’nin elektrik kurulu gücü, 2001 yılında 28 bin 332 megavata çıkarak, yüzde 39 artış gösterdi. 2023 yılında ise bu kurulu güç 104 bin megavatın üzerine çıktı. 2001’den bugüne ise kurulu güçte 75 bin megavatı aşkın (yüzde 268) artış yaşandı. Geçtiğimiz ay sonu itibarıyla Türkiye’nin elektrikteki kurulu gücü 104 bin 136 megavat oldu. Kurulu güç artışında yenilenebilir enerji kaynakları başrolü oynadı. Elektrik üretiminde toplama göre yenilenebilir enerji kaynaklarının kurulu gücü oranı 2022’de yüzde 54’e ulaştı. Elektrik üretiminin yaklaşık yüzde 44’ü yenilenebilir kaynaklardan sağlandı.

Karadeniz gazıyla taçlandı

Kömür ve HES gibi alternatiflerin yanı sıra nükleer ve yenilenebilir enerji gibi adımları da hızla atan Türkiye, dev bir sismik arama ve sondaj filosu kurdu. Özellikle Doğu Akdeniz’deki tüm engellemelere rağmen bu alanda da emin adımlarla ilerlendi. Denizlerde yapılan arama faaliyetlerinin meyvesi ise kısa süre içerisinde alındı. Türkiye, Karadeniz’de 710 milyar metreküp doğal gaz keşfederek, enerji merkezi üssü iddiasını adeta taçlandırdı. Türkiye, 2,5 yıl gibi kısa bir sürede Sakarya Gaz Sahası’ndan Filyos’a taşıdığı gazı sisteme vermeyi başardı.

Gabar’da yeni petrol müjdesi

Enerji kaynaklarını çeşitlendirmeye çalışan Türkiye, petrolde de önemli keşifler yapıyor. Özellikle Şırnak’ın Gabar Dağı’ndaki ‘Esma Çevik’ sahası dünyada 2022 yılında yapılan karadaki en büyük 10 keşif arasında yer aldı. Türkiye, son üç yılda 223 milyon varil petrole eşdeğer (21 milyar dolar) kaynak buldu. Bu sayede günlük üretim kapasitesi 80 bin varile kadar çıktı. Son olarak Şırnak’ın Silopi ilçesinde yer alan Cudi Dağı’ndaki petrol rezervi keşfi, enerjide bağımsızlık adımlarının en önemli halkası oldu. Günlük 100 bin varil üretim kapasitesine sahip Şehit Aybüke Yalçın-1 kuyusu, ekonomiye yıllık 2,9 milyar dolar katkı sunacak. Yeni petrol keşfiyle Türkiye’nin günlük üretim kapasitesi de 180 bin varile yükselecek. Bu sayede petrol tüketiminin yüzde 20’si yerli kaynaklardan karşılanacak.

Hem üretiyor hem depoluyoruz

Son yıllarda ise LNG terminalleri sayesinde kaynak ve fiyat çeşitliliği konusunda önemli bir yol kat edildi. Faaliyetteki 4 LNG terminali ile 10’dan fazla ülkeden LNG olarak doğal gaz temin ediliyor. Geçtiğimiz günlerde 5’nci LNG terminali Saros FSRU’a verilen depolama lisansı ile hem arz güvenliği artırıldı hem de piyasanın gelişmesi için çeşitlilik oluşturuldu. Türkiye’nin günlük gazlaştırma kapasitesi 150 milyon metreküp seviyesini aştı. Enerji merkezi olma yolundaki adımlardan bir diğeri ise depolama tesisleri oldu. Tuz Gölü ve Silivri yer altı doğal gaz depolama tesislerinin toplam kapasitesi 5,6 milyar metreküpe ulaştı. Kapasite artırım çalışmaları tamamlandığında yer altı doğal gaz depolama kapasitesinin 10 milyar metreküp seviyesine çıkarılması hedefleniyor.

68 yıllık hayal gerçeğe dönüştü

1955 yılından bu yana nükleer enerji hayali kuran Türkiye’de, 1976 yılında lisansı alınan Akkuyu Nükleer Santrali’nin temeli tam 42 yıl sonra yani 3 Nisan 2018’de atıldı. Akkuyu’daki ilk temel atma töreninden sonra her şey çok hızlı ilerledi. İkinci ünitenin temel atma töreni 8 Nisan 2020’de, üçüncü ünitenin temel atma töreni 10 Mart 2021’de, dördüncü ünitenin temel atma töreni de 21 Temmuz 2022’de yapıldı. Tesiste geçtiğimiz günlerde taze yakıt teslim töreni geçtiğimiz günlerde yapılırken, bu sayede Türkiye nükleer enerji sahibi ülkeler arasına girmeyi başardı. 1 yıl içerisinde Akkuyu NGS’de ilk reaktör elektrik üretmeye başlayacak. Santralde birer yıl arayla diğer reaktörlerde devreye alınacak. Tamamlandığında Türkiye’nin elektrik ihtiyacının yüzde 10’u Akkuyu NGS’den karşılanacak. Ayrıca Türkiye 2 nükleer tesis projesi için de kolları sıvadı. Bu tesislerin de tamamlanmasıyla enerjide bağımsızlık taçlanacak.

No Comments

Leave a comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir