“İlk eylem Chicago’da çalışma sürelerinin 10 saate indirilmesi konusundaydı. Fakat daha sonra eylemler büyüdü. Dünya çapında yayıldı ve 8 saat talepleri ortaya çıktı. Yaklaşık yine 100 yıla yakındır veya 100 yıldan biraz daha fazla da dünyanın çeşitli ülkelerinde Uluslararası Çalışma Örgütü kuruluşuyla çalışma süreleri 8 saate indirildi. Şimdi bir başka çağda yaşıyoruz. Bu 8 saat talebinin olduğu dönem hepimizin bildiği gibi sanayi çağının başladığı dönemdi.
Şimdi soru şu; bundan 100 sene önce işçiler 1 saatte ne kadar, çalışanlar 1 saatte ne kadar ürün üretiyordular, hizmet üretiyordular, bugün 1 saatte ne kadar üretiyorlar? Herhalde araya giren bu teknolojik değişimle, bu teknolojik devrimle işçilerin, emekçilerin, hizmet sektöründe çalışan emekçilerin ürettikleri değer, ürettikleri ürün, ürettikleri hizmet katlanarak artmıştır. Bunun için artık günümüzde tartışılması gereken, bu 1 Mayıslarda tartışılması gereken ilk şey çalışma sürelerinin halen sanayi çağının başlangıcında talep edilen 8 saat civarında kalması olabilir mi? Elbette açıkça olamaz.
Dolayısıyla biz Türkler de çalışma hayatımızı modernize ederek çalışma sürelerinin yeniden daha insani şartlarda, emeğin verimliliğini birim verimliliğindeki artışı dikkate alarak yeniden düzenlemek durumundayız. İngiltere’de bir pilot çalışma yapıldı ve 6 saat uygulamasına geçildi. 6 saatten sonra bunun da yetersiz olduğu için 5 saat denemesi yapılıyor. Dünyanın pek çok yerinde başta akademisyenler olmak üzere bu çalışmalar yapılıyor.”
No Comments