Kayhan, AA muhabirine, son dönemde artan kırmızı et fiyatlarına müdahale için yürüttükleri çalışmaları hayata geçirdiklerini söyledi.
Kırmızı et piyasasına ESK aracılığıyla ürün ikame ettiklerini vurgulayan Kayhan, bu sayede sanayici ve perakendeciye ürün sağladıklarını ifade etti.
Kayhan, orta vadede tedbirler alınması gerektiğine dikkati çekerek, üretici ve sanayicinin entegrasyonunu sağlamak gerektiğini ve bunun için de sözleşmeli besiciliğin yaygınlaştırılmasının önem taşıdığını anlattı.
Orta vadeli hedeflerden birisinin de canlı stok yönetimi olduğuna işaret eden Kayhan, Türkiye’nin her bölgesinde ESK kombinalarına yakın yerlerde büyükbaş hayvanların bulunacağı besi çiftlikleri kuracaklarını bildirdi.
Kayhan, şu bilgiyi verdi:
“Kendimize ait Türkiye’nin birkaç bölgesinde özellikle büyük kentlere yakın alanlarda besi çiftliği kurmayı hedefliyoruz. Canlı stok planlamasını, ya sözleşmeli üretimi yaygınlaştırarak ya da besi çiftlikleri oluşturarak yapmak zorundayız. Ortalama 20 bin baş hayvan olacak besi çiftlikleri kuracağız. Örneğin elimizde en az 100 bin baş canlı stokumuz olduğunda, fiyat yükseliş trendine girdiği anda piyasaya çok yüklü miktarda mal vermek suretiyle fiyatı dengeleme imkanımız olacak. Bu çiftlik kurma projemiz en yakın sürede yatırıma girecek, birkaç ilde de projeleri hazırladık. Hatta atıl olan çiftlikleri kiralayarak biz bu canlı stok işine kesinlikle gireceğiz. Burada önceliğimiz hayvanları içeriden temin etmek.”
– “Süt üreticisinin refahını artıracak fiyat dengelemesi yapılmalı”
Kırsalda mera alanlarının geniş olduğu yerlerde hayvancılığın geliştirilmesi gerektiğini dile getiren Kayhan, süt üreticisinin refahını artıracak bir fiyat politikasının sektör için önemli olduğunu bildirdi. Kayhan bunlar sağlandığında ette problemin büyük ölçüde giderileceğini kaydetti.
Bazı dönemlerde arz-talep dengesinin bozulduğuna dikkati çeken Kayhan, “Pandemi veya kuraklık gibi dönemler dengeyi bozuyor. İşte bu denge bozulduğu zaman insanlar gelir kaybına uğrayınca bu işi bırakıyorlar. Kırsaldan da ciddi manada kentlere göç oluyor.” ifadelerini kullandı.
Piyasayı sürekli ölçerek stratejiler belirlediklerine işaret eden Kayhan, piyasadaki arz açığını ölçüp ona göre tedbirler aldıklarını belirtti.
Kayhan, hayvan ve karkas etlerin, üreticinin zararına yol açmayacak şekilde piyasaya ikame edildiğini, bunun süreklilik arz etmeyeceğini ve bir geçiş dönemi olduğunu vurguladı. Yurt dışından getirilen hayvanların yetiştirildiği çiftlikten kesime kadar olan sürecin ESK tarafından takip edildiğine dikkati çeken Kayhan, fiyatların yükseleceği beklentisiyle arzın kısıtlanmasından dolayı spekülatif fiyat artışları yaşandığını ifade etti. Kayhan, bu tür fiyat artışlarının ilgili kurumlar tarafından takip edildiğini dile getirdi.
– Küçük ölçekli kırmızı et üreticileri desteklenecek
Kayhan, ülkede yılda ortalama 5 milyon büyükbaş hayvan kesildiği bilgisini vererek, şunları kaydetti:
“Bunun 2 milyonu besiye alınmış kaliteli besi danasından üretilir. Ortalama karkas ağırlığı 350 kilogramdır. Bu etin tamamı perakendeye veya sanayiye gider. Aslında fiyatı da belirleyen bu ettir. Kesilen hayvanların içinde büyük sayıda hayvanı olan üreticilerin payı şu anda yüzde 50’nin üzerinde. Türkiye’de 100 baş altı hayvanı olan besicilerin payının yüzde 50’nin üzerinde olması gerekirken şu an bunun tersi bir fotoğrafla karşı karşıyayız. Sorun olan bu. Sektörün dışından gelen işletmeler ağırlıklı olarak ithal besi danası bağlıyor ve bulunamadığı zaman besicilik yapmıyor.”
Türkiye’de sürdürülebilir besiciliğe ihtiyaç olduğunu anlatan Kayhan, “Büyüklerin pazar hacmindeki payını biraz daha azaltıp, hatta büyükleri kurumla entegre edip üretime yönlendirmek, küçük ve orta ölçekli işletmelere de destek vererek bunların üretim içindeki payını artırmayı hedefliyoruz. Bu piyasa dalgalanmalarına karşı daha dirençli bir yapıdır.” dedi.
Kayhan, küçük işletmelerin gelir kaybına göz yumulmaması gerektiğini belirterek, piyasanın dalgalanmasını önlemek için anahtarın küçük aile işletmeleri olduğunu bildirdi.
No Comments