Kurumun kararına göre, İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraki olan bir şirkette 2018’de güvenlik görevlisi olarak çalışmaya başlayan kişinin görev yeri bir yılda 5 defa değiştirildi, işe gelmediği gerekçesiyle hakkında sahte tutanak tutuldu, Kasım 2019’da da iş akdi sonlandırıldı.
Şirket aleyhine işe iade davası açan güvenlikçi, davayı kazandı. Ancak şirket, mahkeme kararına uymayarak davacıyı işe başlatmadı.
Dava açtığı için şirket ve belediye yetkililerinin dilekçe hakkını engellediğini, nöbet kulelerine fotoğrafının asıldığını, telefonlarının engellendiğini, bu durumun kendisini ve ailesini manevi olarak yıprattığını iddia eden güvenlikçi TİHEK’e başvurdu.
Başvuru üzerine görüşü sorulan şirket, davacının iş barışını bozan tutum ve davranışlarda bulunduğunu, disiplin kuruluna sevkinin ardından iş akdinin haklı gerekçeyle feshedildiğini savundu.
TİHEK, incelemesi sonunda başvurucuya karşı ayrımcılık yasağının ihlal edildiğini kararlaştırdı ve şirket hakkında kurulun idari yaptırım yetkileri kapsamında en üst miktar olan 89 bin 571 lira idari para cezası uygulanmasına hükmetti.
– Kararın gerekçesinden
TİHEK’in kararında, Anayasa’nın 10. maddesine göre herkesin kanun önünde eşit olduğu vurgulandı ve her türlü ayrımcılığın yasaklandığı ifade edildi.
Kararda, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu gereği, ayrımcılık yasağının ihlali edildiğini iddia eden başvurucuların, iddialarını temellendirmeleri halinde karşı tarafın ayrımcılık yasağını ve eşit muamele ilkesini ihlal etmediğini ispat etmesi gerektiği anımsatıldı.
Söz konusu olayda, başvurucunun iddiaları dışında “yıldırma” yapıldığına dair tespit bulunmadığı belirtilen kararda, başvurucunun işe iade davası devam ederken çeşitli şikayet usullerini başlatması nedeniyle işe başlatılmadığı tespitinde bulunuldu, bunun ise “mağdurlaştırma” olduğu ifade edildi.
Şikayet edilen kurumun bu durumun aksini ispat edemediği bildirilen kararda, şunlara yer verildi:
“Başvuranın işe iade davası sonrasında işe başlatılmayarak olumsuz muameleye maruz kaldığı yönündeki iddialarına ilişkin kuvvetli emareleri ve karine oluşturan olguların varlığını ortaya koymasına rağmen, muhatap şirket, ayrımcılık yasağını ve eşit muamele ilkesini ihlal etmediğini ispatlar nitelikte herhangi bir hususu ortaya koyamamıştır. Başvuranın işe iade davası sonrasında yaptığı çeşitli şikayetler ve verdiği dilekçeler gerekçe gösterilerek işe başlatılmadığı ve başvuranın dilekçe hakkı ve hak arama hürriyeti kapsamındaki taleplerinin önlenmesi amacıyla olumsuz muameleyle karşılaştığı ve mağdurlaştırmaya maruz kaldığı, bu yönüyle de ayrımcılık yasağının ihlal edildiği kanaatine varılmıştır.”
No Comments