Bilindiği üzere, 23 Ağustos 2021 tarihli “YÖK Doçentlerin Ek Göstergelerinde Birlikteliği Sağlamalı” başlıklı yazımızda; 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanununa göre doçentlik unvanı alan ancak doçentlik kadrosuna atanmayan öğretim elemanlarının mali haklarıyla ilgili açık bir düzenleme olmamasından dolayı uzun süredir bu konuda yaşanan karmaşa kurum görüşleri ve/veya yargı kararları ışığında meselenin çözümlendiği, kurum görüşlerinde Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı farklı değerlendirmede bulunurken, yakın tarihli Danıştay kararlarının ise doçentlerin mali haklarıyla ilgili daha istikrarlı ve kapsamlı olduğu gündeme taşımıştık.
Kamuoyunda 3600 ek gösterge düzenlemesi olarak bilinen 7417 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 10 uncu maddesi ile 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanununa ekli ek gösterge cetvelinde akademik personelin ek göstergelerinin hesabında “KADRO UNVANI”nın esas alınması gerektiği hüküm altına alınmıştır.
Hal böyle olunca, doçent unvanı alan ancak doçent kadrosuna atanamayan akademisyenlere hangi ek gösterge üzerinden ödeme yapılacak konusundaki belirsizlik giderilmiş oldu.
Buna göre, doçent unvanı alan bir kişinin doçentlik ek göstergesinden yararlanabilmesi için doçent kadrosuna da atanmış olması gerekiyor.
Son olarak, yasal düzenlemeden evvel doçentlik unvanını almış ve farklı bir akademik kadro unvanında görevine devam eden kişilerin bu zamana kadar ek göstergesi doçent ek göstergesi üzerinden ödenmiş ise, bu kişilerin yeni yasal düzenleme sonrası ek göstergelerinin geriye çekilmesi yani kadro unvanları esas alınmak suretiyle maaş işlemlerinin yeniden belirlenmesi gerektiğinin doğru olduğunu değerlendiriyoruz.
No Comments